Her insanın iyi, güzel ve yararlı
alışkanlıkları olduğu gibi kötü, çirkin ve zararlı alışkanlıkları da olabilir.
İnsanın görevlerinden biri, belki de en önemlisi zararlı ve yararlı
alışkanlıkların farkına varması ve kendisine yakışanı yapmasıdır.
Alışkanlık çok geniş bir kavramdır.
Kazanılan alışkanlıklar olduğu gibi kazandırılan alışkanlıklar da vardır.
Bireysel alışkanlıklar olduğu gibi toplumsal alışkanlıklar da vardır. İster
bireysel ister toplumsal olsun zararlı alışkanlıkların bağımlı hale gelmemesi
için başta eğitimciler olmak üzere tüm aydınlar seferber olmalıdır. Aksi
takdirde zararlı alışkanlıklar kişiliği, karakteri daha doğrusu insanı ve
insanlığı yer bitirir.
“Alışkanlık zırhını giymiş insana
kelimeler işlemez. Alışkanlık, insana irade ve akıl tutulması yaşatır.
Alışkanlık sayesinde insanın diğer varlıklardan en önemli iki farkı ve melekesi
olan akıl ve irade bir işe yaramaz duruma gelebilir. İnsan alışkanlıkların kulu
ve kölesi olur. Alışkanlıklar insanı şuurdan şuur dışına, iradeden otomatizme
geçirerek insanın kendisini kendi eli ile robotlaştırır (Ravaisson, 1946,
XXXIII). Alışkanlıklar insanın kendini iptali ve bilinç körelmesidir. Her bir
alışkanlık insanın içine düştüğü gaflet kuyusudur. Alışkanlıklar ile gece
gündüz, aydınlık-karanlık, doğru-yanlış hissedilmez olur. Herkes her şey hep
aynıdır. Yeni bir günde bakışımız yeni bir şey görmez. Dün ve bugün aynıdır.
Yarınlar heyecan vermez. Alışkanlık sahibinin hayatında yeni bir kişiye, olaya,
tanışmaya, anlama ve anlamaya yer yoktur.1”
Alışkanlık zırhını giymiş insanları
bir tarafa bırakıyoruz. Çünkü onlara kelimeler işlemez. Ancak diğer insanlara
ve özellikle kendimize yararlı öğütler vermeliyiz ki iyi, güzel ve yararlı
alışkanlıklarımız gelişsin aynı zamanda kötü, çirkin ve zararlı
alışkanlıklarımızdan da kurtulmuş olalım. Ahlak bunu gerektirir, din bunu
gerektirir; uzatmayalım insanlık bunu gerektirir.
Alışkanlıkla ilgili bir sözü aklımda
kaldığı kadarıyla yazdım: “Alışkanlıklar
ilkin örümcek ağı gibidir; ama zamanla urgan gibi olur.” Bu sözü Google’da
doğrulamak isteyince onunla ilgili aşağı yukarı aynı anlamda sözlerle
karşılaştım:
Warren Buffet der ki;
“Alışkanlıkların
zincirleri önce duyulmayacak kadar hafif, sonra kırılmayacak kadar güçlü olur.”
*
''Yasalar
örümcek ağına benzer, küçük sinekler ağa takılır kalır, büyük sinekler ağı
deler geçer.''
Marcus Aurelius (121-180)
*
Bir İspanyol atasözü şöyle der;
”Alışkanlıklar
ilk önce örümcek ağı gibidir, sonra elektrik kablolarına döner.”
“Ne kadar doğru bir benzetme değil
mi? Alışkanlıklar önce zararsız, belirsiz neredeyse görünmez bir şekilde
hayatımıza dahil olur. Sanki bir hayalet gibi. Gelişlerini fark edemeyiz bile.
Sonrasında ise o hayalet resmen bir canavara dönüşür. O gelişini görmediğimiz,
sesini bile duyamadığımız hayaletler birer canavara dönüşünce fark ederiz
ancak. Bazı alışkanlıklar öyle
canavarlardır ki, bağımlılıklara dönüşür. İnsanın içini kaplar, ruhunu sarar. Bağımlılıklar,
bir insanın en büyük düşmanlarından biridir. Mücadele etmesi, yenmesi zor,
güçlü rakiplerdir fakat hiçbir bağımlılık ya da alışkanlığımızın üstesinden
gelmek imkânsız değildir. İnsan sabırlı oldukça, zafere daha çok yaklaşır.”
Birkaç notla / açıklamayla bitirelim
yazımızı:
Biliyorum, bugün hukuk devletiyle
ilgili bir yazı yazmamız gerekirdi. Ya da hiç yazmamamız. Türkiye
Cumhuriyetinin, TBMM’sinin ve Yargı'nın itibarının bir kere daha sarsıldığı
bugün hukukla ilgili bir yazı yazabilmeliydim. Ben ta 2010’da HEEY Masasını
kurmuştum. Yumurta kapıya dayandığı zaman değil. Özür dilerim “Ben demiştim
/yazmıştım demek de doğru değil. Evet, hukuksuzluk, maalesef bir alışkanlık
haline getiriliyor.
Davutoğlu
şunları söyledi:
“Yapılmak istenen çok açık önce
Anayasa Mahkemesi’ni işlevsizleştirecekler. AYM’nin 2012 yılından beri bireysel
başvuru hakkı yönünde atılan adımlarını yok sayacaklar. Sonra mümkünse AYM’yi
kapatacaklar ve Türkiye’yi tamamıyla uluslararası hukukun ve evrensel hukuk
değerlerinin dışında, kendi içine kapalı bir hukuk sisteminin dar boğazına
sokacaklar. O zaman ne olacak biliyor musunuz? Şimdi Yargıtay’ın bir ceza
mahkemesi dairesi herhangi bir parti ile ilişkilendirildiği gibi, o zaman da
yargı kurumları iktidarla, partilerle ilişkilendirilecek ve fiilen hukuk
ortadan kaldırılacak.3”
“Zihinsel
duygusal saplantılar ve şartlanmalar olan alışkanlıklara karşı ciddi bir bilinç
geliştirilmelidir.4”
“Söylenecekler
söylenmiştir. Binaenaleyh...5” artık uygulama zamanıdır.
Sabahattin GENCAL, 01. 31. 2024
_________________________
1.
Ömer Demir, Din Eğitiminde Alışkanlık
Bilinci, Ekev Akademi Dergisi Yıl: 18 Sayı: 60 (Yaz 2014),
2.
https://www.bestepebloggers.com/en-sadik-fakat-en-kurnaz-dostlarimiz-aliskanliklarimiz/
3.
https://medyascope.tv/2024/01/31/izleyin-davutoglu-can-atalayin-milletvekilliginin-dusurulmesine-iliskin-konustu/
4.
Ömer Demir, Din Eğitiminde Alışkanlık
Bilinci, Ekev Akademi Dergisi Yıl: 18 Sayı: 60 (Yaz 2014),
5.
Süleyman Demirel, T. C. 9. Cumhurbaşkanı