“İNSAN”
Bilgisayardayım yine. İki gündür “depo”
bölümünde terliyorum. Bir klasöre giriyor bir klasörden çıkıyorum. Baş
döndürücü bir hızla dosyaları açıp kapatıyorum. Envanter sayımı gibi bir şey
işte.
Bir ara, oğlum Ahmet, “Şimdi ne
yapıyorsunuz?” diye sordu.
“Şimdi ne yapıyorsun?” sorusundan
anlaşıldığı üzere önceden ne yaptığımı biliyordu. İki gün önce, üzerinde
çalışmakta olduğum bir kitabımı daha bitirdiğimi söylemiştim kendisine. Onum
için sorma gereğini duydu; çünkü kendisine İnşirâh Suresi- 5-8. Ayetlerini sık
sık hatırlatırdım:
﴾5﴿ Demek ki zorlukla beraber bir
kolaylık vardır.
﴾6﴿ Evet, doğrusu her güçlüğün
yanında bir kolaylık var.
﴾7﴿ O halde önemli bir işi bitirince hemen diğerine koyul.
﴾8﴿
Ve yalnız rabbine yönel.
[Meal (Kur'an Yolu) - İnşirâh Suresi - 5-8. Ayet]
Şimdi hangi kitaba başladığımı merak
etmiş olacak ki sordu. Ben de, “Sonradan okurum, diye dosyaladığım yazılara göz
gezdiriyorum. Ona göre bir karar vereceğim.” dedim.
Aslında daha önceleri, yegâne
modelimiz sevgili peygamberimiz Hz. Muhammed’le (sav) ilgili bir eserle veda
edeceğimi söylemiştim. Bir ara oğlum Fuat, kısa kısa nasihatler yazmamı
istemişti. Onu da düşünüyordum, doğrusu. Ancak değil mi ki veda geçiyor
aklımdan erteledim bu çalışmaları. İnsanoğlu işte. 81 yaşında olmama rağmen
biraz daha yaşamak istiyorum. Tabii hayırlısıyla. İşte onun için başka bir şey
yazmalıyım, dedim kendi kendime. İki gündür arayışım bundan. Arayışım
tamamlanacak gibi. Envanterde en çok insan ve ahlakla ilgili konular çıktı.
Onun için birkaç gün içinde “insan” ile ilgili tezgâhımı kurabilirim inşallah.
Evdeki Pazar çarşıya uyarsa doğum
tarihim 28 Eylül 2024’te nur gibi bir İNSAN doğacaktır inşallah. Tesadüfün de
böylesi... Tam da dokuz ay 10 gün ediyor. Sağlıklı ve kusursuz olsun da ne
olduğu fark etmez.
Peki, bunu anlatma gereğini niçin
duydum? Asıl burası önemli.
Ben, amaçsız olarak bilgisayarda
dolaşmaktan sıkılırım. Sıkılmayacak gibi değil. İnternet ortamında boğulur
insan. Onun için bir konu seçeceksin ve o konu üzerinde odaklanacaksın. Bu
arada başka konulara da göz atabilirsin.
Daha önceleri de yazmışımdır. Klavye
başında yarım saatten fazla duramıyorum; çünkü ayaklarım şişiyor. Ayaklarım
şişince yatıyorum. Epeyce sonra kalkıyorum. Yatıyorum kalkıyorum...
Peygamber Efendimiz (sav) buyuruyor:
“Allah katında amellerin en makbulü
az da olsa devam üzere yapılanıdır.” (Hadis için bk. Buhârî, İman 32; Müslim,
Müsafirîn 215-218, Münafıkın, 78)
Ben de, bir günde birkaç yarım saat
çalışarak inşallah bir İNSAN inşa etmeye çalışacağım.
Bu konuda hepinizin dualarına da
muhtaç olduğumuzu peşinen bildireyim.
Allah (cc) hepimizin yar ve
yardımcısı olsun.
Sabahattin Gencal,
Çekmeköy – İstanbul, 21. 01. 2024
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder