Ahmet Gencal etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ahmet Gencal etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

22.3.25

Beni Seviyorsun (Yalnızlık ve aşk acısı şiirleri) Yayında



 Dünya Şiir Günü Dolayısıyla

          Beni Seviyorsun 

       (Yalnızlık ve aşk acısı şiirleri) Yayında

Psikolojik denemeler ustası olarak tanınan Ahmet Gencal, psikolojik şiirler ve öyküler ustası olduğunu da göstermiştir.

Son zamanlarda düşünce üretimi alanında kitapları yayınlanan Gencal’ın çok farklı, aynı zamanda etkili bir sanat anlayışı var. Özellikle şiir ve öykülerinde sessizce bilinçaltında yer bulan bu anlayış kelimelerle anlatılamaz. Derler ya, ancak yaşanır. Şiirle yaşamak sadece bir gün olmaz ama sembolik olarak bir gün belirlenmiş. Gencal, Dünya Şiir Günü dolayısıyla yayınladığı tanıtım videosunu paylaşıyorum.

Türk Edebiyatına sessiz bir giriş yapan Gencal’ın eserleri artık İngilizceye de çevrilmektedir. Açık deyişle Gencal, sadece toplumumuza, insanımıza değil insanlığa ince mesajlar vermektedir. Bu arada eserleriyle ilgili bazı linkleri aşağıda veriyoruz.

Gencal Edebiyat öğretmiyor, farklı edebi ürün örnekleri sunuyor. Bu örnekler dolanır baş uçlarında ama sadece açık gönüllere damlarlar. Unutulmaması gerekir ki “Bir damlada okyanusun örneği vardır.”

Bir damla Psikolojik denemeler ustasından, bir damla kırık gönüllerden ve bir damla da edebiyatı sevenlerden...

Sanatın İçinde olmak dileğiyle... 

SaGen, 21. 03. 2025





Ahmet Gencal'ın ( Aldo Bianco adıyla)

 İngilizce Yayınlanmış Eserleri

TheRight to be Human: Philosophical and Social Approaches

YouLove Me: Loneliness and Love Pain Poems




9.11.24

Ahmet Gencal / İnsan Maslow'un İhtiyaçlar Hiyerarşisi Piramidine Çocukluk Çağında Girer

 



İnsan, yaşamının her evresinde bir potansiyele sahiptir ve bu potansiyelini gerçekleştirmek mutluluğun temelini oluşturur. Çocukluk dönemi, bu potansiyeli şekillendiren ve Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisinin ilk adımlarını attığımız hayati bir dönemdir. Fizyolojik ihtiyaçlardan başlayarak güvenlik, ait olma ve saygı gibi basamaklardan geçerek en nihayetinde kendini gerçekleştirme ihtiyacına ulaşırız. Çocukluk döneminde bu ihtiyaçların yeterince karşılanmaması, bireyin adeta piramidin içinde kaybolmasına, potansiyelinin bir kısmını gerçekleştirememesine ve gelecekteki gelişimini olumsuz etkileyerek, yetişkinlikte de mutsuzluk ve tatminsizlik duygularına yol açabilir. Çocukluk dönemi, bireyin temelini attığı, kişilik özelliklerinin şekillendiği ve öğrenmelerin en yoğun olduğu bir dönemdir. Bu dönemde karşılanmayan ihtiyaçlar, bireyin gelecekteki ilişkilerinde, öğrenme becerilerinde ve genel yaşam memnuniyetinde kalıcı izler bırakabilir.

1. Fiziksel İhtiyaçlar: Çocuğun Büyüme ve Gelişimi İçin Temel Taş

Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisinin en temel basamağını oluşturan fiziksel ihtiyaçlar, çocukların sağlıklı bir yaşam sürdürebilmeleri için olmazsa olmazdır. Yeterli beslenme, su ve uyku, çocuğun bedensel ve zihinsel gelişiminin temelini oluşturur. Maslow'un "Aç bir zihin, öğrenmekte en büyük engeldir" sözü, beslenmenin öğrenme üzerindeki doğrudan etkisini vurgular. Henri Nouwen'ın ise "Beslenme, yalnızca fiziksel değil, ruhsal bir ihtiyaçtır" sözüyle, beslenmenin çocuğun duygusal iyilik halinin üzerindeki önemini ortaya koyar.

Günümüzde, ekonomik zorluklar ve yanlış beslenme alışkanlıkları, çocukların fiziksel ihtiyaçlarının karşılanmasında önemli engeller oluşturmaktadır. Yetersiz ve dengesiz beslenme, çocukların büyüme ve gelişmelerini olumsuz etkileyerek, boy kısalığı, düşük kilo, anemi gibi sağlık sorunlarına yol açabilir. Ayrıca, beyin gelişimi üzerindeki olumsuz etkileri nedeniyle öğrenme güçlükleri, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) gibi sorunlara da zemin hazırlayabilir.

Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) araştırmaları, sağlıklı beslenmeyen çocukların akademik başarılarının daha düşük olduğunu ve genel yaşam kalitelerinin daha düşük olduğunu göstermektedir. Bu durum, beslenmenin sadece bireysel sağlık değil, aynı zamanda toplumun geleceği için de kritik bir öneme sahip olduğunu ortaya koyar.

Fiziksel ihtiyaçların karşılanması, çocuğun sadece fiziksel değil, aynı zamanda zihinsel ve duygusal gelişimini de destekler. Sağlıklı bir vücut, sağlıklı bir zihnin temelidir. Yeterli beslenen çocuklar, daha enerjik, daha odaklanmış ve daha mutlu olurlar. Bu durum, onların sosyal ilişkilerini güçlendirmelerine, öğrenmelerine ve hayata daha pozitif bir bakış açısıyla yaklaşmalarına yardımcı olur.

Fiziksel ihtiyaçların karşılanması, çocuğun sağlıklı bir birey olarak yetişmesi için temel bir adımdır. Aileler, okullar ve toplum olarak, çocukların yeterli ve dengeli beslenmesini sağlamak, sağlıklı yaşam alışkanlıkları kazandırmak ve sağlık hizmetlerine erişimlerini kolaylaştırmak için çaba göstermeliyiz. Böylece, gelecek nesillerin daha sağlıklı, daha mutlu ve daha başarılı bireyler olmalarını sağlayabiliriz.

2. Güvenlik İhtiyacı: Çocuğun Duygusal Gelişimi İçin Temel Taş

Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisinde fizyolojik ihtiyaçlardan sonra gelen güvenlik ihtiyacı, çocuğun hem fiziksel hem de duygusal olarak güvende hissetme ihtiyacını ifade eder. Güvenli bir ortamda büyüyen çocuklar, daha sağlıklı bir duygusal gelişim gösterirler. Virginia Woolf'un "Kendine ait bir oda, kendine ait bir hayatın ilk adımıdır" sözü, güvenli bir ortamın bireyin özgürleşmesi ve potansiyelini gerçekleştirmesi için ne kadar önemli olduğunu vurgular.

Günümüz dünyasında, ekonomik zorluklar, doğal afetler ve aile içi sorunlar gibi birçok faktör, çocukların güvenlik duygularını olumsuz etkileyebilir. Yetersiz yaşam koşulları, şiddet ve istikrarsızlık, çocuklarda kaygı, stres ve depresyon gibi psikolojik sorunlara yol açabilir. Sürekli bir güvensizlik içinde büyüyen çocuklar, geleceğe dair umutlarını kaybedebilir ve sosyal ilişkilerde güçlük yaşayabilirler.

Güvenli bir ev ortamı, çocuğun duygusal gelişiminde kritik bir rol oynar. Sevgi dolu, destekleyici ve öngörülebilir bir aile ortamı, çocuğun kendine güvenmesini, özgüvenini geliştirmesini ve hayata karşı daha olumlu bir tutum sergilemesini sağlar. Güvenli bir ortamda büyüyen çocuklar, stresle başa çıkma becerilerini geliştirirler ve zorluklar karşısında daha dayanıklı olurlar.

Aileler ve eğitimciler, çocukların güvenlik ihtiyaçlarını karşılamada önemli bir role sahiptir. Çocuklara sevgi, şefkat ve ilgi göstermek, onlarla düzenli olarak iletişim kurmak, güvenli bir ortam oluşturmanın temel adımlarıdır. Okullar da, çocukların kendilerini güvende hissettikleri, destekleyici ve öğrenmeye açık bir ortam sunmalıdır.

Güvenlik ihtiyacının karşılanması, çocuğun sadece duygusal değil, aynı zamanda sosyal ve akademik gelişimini de destekler. Güvende hisseden çocuklar, daha iyi öğrenir, daha aktif katılım gösterir ve arkadaşlarıyla daha sağlıklı ilişkiler kurar.

Güvenlik ihtiyacı, çocuğun sağlıklı bir birey olarak yetişmesi için temel bir ihtiyaçtır. Aileler, okullar ve toplum olarak, çocukların güvenliğini sağlamak, onlara sevgi dolu ve destekleyici bir ortam sunmak ve yaşamlarında istikrarı sağlamak için çaba göstermeliyiz. Böylece, gelecek nesillerin daha sağlıklı, daha mutlu ve daha başarılı bireyler olmalarını sağlayabiliriz.

 

3. Ait Olma İhtiyacı: Sosyal Bağların Gücü

Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisinde, güvenlik ihtiyacından sonra gelen ait olma ihtiyacı, çocuğun sosyal ilişkiler kurarak kendisini değerli hissetme ihtiyacını ifade eder. C.S. Lewis'in "Arkadaşlık, iki kişinin birlikte yürüyüşe çıkmasıdır" sözü, sosyal bağların önemini basit ve etkili bir şekilde özetler.

Ait olma ihtiyacı, çocuğun bir gruba dâhil olma, kabul görme ve sevilme arzusudur. Bu ihtiyaç karşılandığında, çocuklar kendilerini güvende hisseder, özsaygıları artar ve daha mutlu olurlar. Eğitim bilimcileri, ait olma ihtiyacının karşılanmasının çocukların duygusal zekalarını ve empati yeteneklerini geliştirdiğini belirtir.

Günümüzde, sosyal medya ve teknolojinin yaygınlaşması, çocukların sosyal ilişkilerini etkilemektedir. Bir yandan sosyal medya, çocukların yeni insanlarla tanışmalarını ve bilgi paylaşımını kolaylaştırırken, diğer yandan yüz yüze etkileşimlerin azalmasına ve yüzeysel ilişkilerin artmasına neden olmaktadır. Sanal dünyadaki etkileşimler, gerçek hayattaki derin ve anlamlı bağların yerini alamaz. Araştırmalar, sosyal medyanın aşırı kullanımıyla birlikte çocuklarda yalnızlık hissi, depresyon ve kaygı gibi sorunların arttığını göstermektedir.

Çocukların ait olma ihtiyaçlarını karşılamak için, gerçek hayattaki sosyal ilişkilerin desteklenmesi büyük önem taşır. Okullarda düzenlenen grup etkinlikleri, kulüpler ve spor aktiviteleri, çocukların arkadaşlık kurmalarına ve sosyal becerilerini geliştirmelerine olanak tanır. Aileler de, çocuklarının arkadaşlarıyla vakit geçirmelerini teşvik etmeli ve onlara sosyal destek sağlamalıdır.

Ait olma ihtiyacı karşılanmayan çocuklar, sosyal izolasyon, yalnızlık ve düşük özsaygı gibi sorunlarla karşılaşabilirler. Bu durum, ilerleyen yaşlarda depresyon, anksiyete ve diğer psikolojik sorunlara yol açabilir.

Ait olma ihtiyacı, çocuğun sosyal, duygusal ve akademik gelişiminde önemli bir rol oynar. Çocukların sağlıklı sosyal ilişkiler kurmalarını desteklemek, onların mutlu ve başarılı bireyler olarak yetişmeleri için elzemdir. Aileler, okullar ve toplum olarak, çocukların sosyalleşmelerine olanak sağlayacak ortamlar oluşturmalı ve onların sosyal becerilerini geliştirmelerine yardımcı olmalıyız.

4. Özsaygı: Çocuğun İç Gücü

Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisinde, ait olma ihtiyacından sonra gelen özsaygı ihtiyacı, çocuğun kendine değer verme ve potansiyelini gerçekleştirme ihtiyacını ifade eder. Nelson Mandela'nın "En büyük zafer, düşmekte değil, her düştüğünde kalkabilmektir" sözü, özsaygının zorluklarla başa çıkma becerisiyle olan ilişkisini özetler.

Özsaygısı yüksek çocuklar, kendilerine güvenirler, başarılarına inanırlar ve zorluklarla karşılaştıklarında pes etmezler. Carl Rogers'ın "Kendini kabul etme, kişinin büyümesine olanak tanır" sözü, özsaygının bireyin kişisel gelişimindeki önemini vurgular. Özsaygısı düşük çocuklar ise, yeteneklerini küçümserler, başarısızlık korkusu yaşarlar ve sosyal ilişkilerde zorlanırlar.

Çocukların özsaygılarını geliştirmek için, onlara destekleyici ve olumlu bir ortam sağlamak önemlidir. Başarılarını takdir etmek, hatalarından öğrenmelerine yardımcı olmak ve onların güçlü yönlerini vurgulamak, özsaygılarını güçlendirir. Çocukların kendilerini ifade etmelerine olanak tanımak, karar verme süreçlerine katılımlarını sağlamak ve onların görüşlerine değer vermek de özsaygılarını artırır.

Eğitim ortamları, çocukların özsaygılarını geliştirmede önemli bir role sahiptir. Okulda başarıları takdir edilen, arkadaşlarıyla iyi ilişkileri olan ve öğretmenleri tarafından desteklenen çocuklar, kendilerini daha değerli hissederler. Ancak, okuldaki başarısızlıklar, akran zorbalığı gibi olumsuz deneyimler, çocukların özsaygılarını olumsuz etkileyebilir.

Toplumun normları ve çocuğun çevresindeki kişilerin tutumları da özsaygının şekillenmesinde önemli bir rol oynar. Aile, arkadaşlar ve medya gibi kaynaklar, çocukların kendileri hakkında oluşturdukları imajı etkiler. Sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla birlikte, çocuklar sıklıkla fiziksel görünüşleri ve sosyal statüleri ile ilgili olumsuz karşılaştırmalar yapabilirler. Bu durum, özellikle ergenlik döneminde özsaygı sorunlarına yol açabilir.

Özsaygı, çocuğun sağlıklı bir birey olarak yetişmesi için temel bir ihtiyaçtır. Özsaygısı yüksek çocuklar, hayatın zorluklarıyla daha iyi başa çıkar, daha mutlu ve başarılı olurlar. Aileler, okullar ve toplum olarak, çocukların özsaygılarını geliştirmek için çaba göstermeliyiz. Onlara destekleyici ve olumlu bir ortam sağlamak, başarılarını takdir etmek ve kendilerini ifade etmelerine olanak tanımak, özsaygılarını güçlendirmenin temel yollarıdır.

5. Kendini Gerçekleştirme:                                                                                                     Potansiyelin En Üst Noktası

Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisinin zirvesinde yer alan kendini gerçekleştirme, bireyin tüm potansiyelini ortaya çıkararak en iyi haline ulaşma sürecidir. Bu aşamaya ulaşabilmek için, bireyin öncelikle temel ihtiyaçlarını (fizyolojik ihtiyaçlar, güvenlik, ait olma ve saygı) karşılamış olması gerekir.

Kendini gerçekleştiren çocuklar, yaratıcılıklarını sergileyebilir, ilgi alanlarını keşfedebilir ve yeteneklerini en üst düzeye çıkarabilirler. Bu süreç, çocukların özgüvenlerini artırmalarına, kendilerini daha değerli hissetmelerine ve hayata karşı daha olumlu bir tutum geliştirmelerine yardımcı olur.

Kendini gerçekleştirme, sadece akademik başarılarla sınırlı değildir. Sanat, spor, müzik veya herhangi bir ilgi alanında kendini geliştirmek de kendini gerçekleştirmenin bir parçasıdır. Çocukların yeteneklerini keşfetmeleri ve desteklenmeleri, onların özgüvenlerini güçlendirir ve gelecekteki başarılarına zemin hazırlar.

Eğitim ortamları, çocukların kendini gerçekleştirmelerine büyük katkı sağlayabilir. Yaratıcılığı destekleyen, öğrenci merkezli ve farklı öğrenme stillerine hitap eden eğitim ortamları, çocukların potansiyellerini ortaya çıkarmalarına olanak tanır. Öğretmenler, öğrencilerin ilgi alanlarını keşfetmelerine yardımcı olabilir, onlara hedef belirleme konusunda destek olabilir ve başarılarını takdir edebilir.

Kendini gerçekleştirme süreci, bireyin hayatına anlam katarken, aynı zamanda topluma da katkı sağlar. Kendi potansiyellerini keşfeden ve geliştiren bireyler, toplumun gelişimine olumlu katkılar sağlayabilirler.

Kendini gerçekleştirme, çocuğun kişisel gelişimindeki en önemli aşamalardan biridir. Çocukların kendini gerçekleştirmelerine yardımcı olmak için, aileler, okullar ve toplum olarak onlara destekleyici ve teşvik edici bir ortam sunmalıyız. Onların ilgi alanlarını keşfetmelerine, yeteneklerini geliştirmelerine ve hayallerine ulaşmalarına yardımcı olarak, daha mutlu ve başarılı bireyler yetiştirebiliriz.

Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisi, çocukların sağlıklı bir gelişim sürecinde izleyeceği temel bir yol haritası sunar. Bu hiyerarşiye göre, çocukların öncelikle temel ihtiyaçlarını (fizyolojik ihtiyaçlar, güvenlik ihtiyacı) karşılaması, ardından sosyal ihtiyaçlarını (ait olma ihtiyacı, saygı ihtiyacı) gidermesi ve nihayetinde kendini gerçekleştirme ihtiyacına ulaşması gerekmektedir.

·         Fiziksel İhtiyaçlar: Sağlıklı beslenme, yeterli uyku ve temiz bir çevre gibi temel ihtiyaçların karşılanması, çocuğun fiziksel ve zihinsel gelişiminin temelini oluşturur.

·         Güvenlik İhtiyacı: Çocuğun kendini güvende hissetmesi, sevgi dolu bir aile ortamında büyümesi, sağlıklı bir duygusal gelişim için oldukça önemlidir.

·         Ait Olma İhtiyacı: Arkadaşlıklar kurma, bir gruba dâhil olma ve kabul edilme ihtiyacı, çocuğun sosyal becerilerini geliştirmesine yardımcı olur.

·         Saygı İhtiyacı: Çocuğun kendisine değer vermesi, yeteneklerinin farkında olması ve başkaları tarafından takdir edilmesi, özsaygısının gelişmesine katkı sağlar.

·         Kendini Gerçekleştirme: Çocuğun potansiyelini en üst düzeye çıkarması, yaratıcılığını kullanması ve ilgi alanlarını keşfetmesi, hayatına anlam katmasına yardımcı olur.

Bu basamakların her biri, bir önceki basamağa dayanır. Örneğin, fiziksel ihtiyaçları karşılanmayan bir çocuk, güvenli bir ortamda yaşamayı tam olarak deneyimleyemez. Benzer şekilde, sosyal ilişkiler kuramayan bir çocuk, özsaygısını geliştirmekte zorlanabilir.

Çocukların bu ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak, onlara destek olmak büyük önem taşır. Aileler, okullar ve toplumun diğer üyeleri, çocukların bu ihtiyaçlarını karşılamalarına yardımcı olarak, onların sağlıklı bireyler olarak yetişmelerine katkıda bulunabilirler.

Sonuç olarak, Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisi, çocukların gelişim sürecinde rehber niteliğinde bir modeldir. Bu hiyerarşiye göre, çocukların tüm ihtiyaçlarını karşılamak, onların potansiyellerini en üst düzeye çıkarmalarına ve mutlu, başarılı bireyler olmalarına yardımcı olacaktır.    

Ahmet GENCAL, 09 Ekim 2024


 

7.11.24

Ahmet Gencal / Çocukların Potansiyeli

 


Ahmet Gencal

ÇOCUKLARIN POTANSİYELİ



İlkokul Döneminin Keşif Yolculuğu

İnsanın potansiyeli, yaşına ve koşullarına bakılmaksızın her dönemde açığa çıkabilir; ancak bu süreç, özellikle ilkokul çağında belirginleşir. Bu dönemde çocuklar, öğrenmeye ve keşfetmeye en açık oldukları evrede bulunurlar. Özgüven, yaratıcılık ve sosyal becerilerin gelişimi, eğitimcilerin ve ailelerin sağladığı destekle doğrudan ilişkilidir. Gelişim süreçleri boyunca sağlanan fırsatlar ve teşvikler, çocukların mutluluğunu artırırken insan olma hissini de güçlendirir. Dolayısıyla, ilkokul öğrencilerinin bu dönemdeki deneyimleri, gelecekteki potansiyellerini şekillendiren temel taşlar olarak değerlendirilebilir.

Eğitim Ortamları ve Destekleyici Yaklaşımlar

Eğitim ortamlarının çocukların öğrenme süreçlerini nasıl etkilediği oldukça kritiktir. Maria Montessori, çocukların bağımsız öğrenmelerini teşvik eden bir eğitim yöntemi geliştirmiştir. Bu yaklaşım, çocukların kendi ilgi alanlarına yönelmelerine ve doğal meraklarını beslemelerine olanak tanır. Montessori, "Çocuklar, kendi öğrenme süreçlerini kontrol ettiklerinde en iyi şekilde gelişirler," diyerek bu durumun önemini vurgular. Reggio Emilia yaklaşımı da çocukların yaratıcılıklarını ve ifade yeteneklerini geliştirmeyi hedefler. Bu eğitim modeli, öğrencilerin projeler aracılığıyla bilgi edinmelerini sağlar ve sosyal etkileşimlerde bulunmalarını teşvik eder.

Duygusal Zekâ ve Sosyal Beceriler

Daniel Goleman’ın Duygusal Zekâ Teorisi, ilkokul dönemindeki çocukların duygusal zekâlarının, bilişsel zekâlarından daha önemli olabileceğini savunur. Bu dönemde çocuklar, sosyal ilişkiler kurarken ve duygularını yönetirken duygusal zekâlarını geliştirme fırsatı bulurlar. Duygusal zekâ, mutluluğun temellerinden biridir; çünkü çocuklar duygusal bağ kurarak kendilerini değerli hissederler.

Rol Modeller ve İlham Veren Hikâyeler

Tarihe baktığımızda, birçok ünlü kişinin çocukken yaşadığı deneyimlerin, onların ilerideki başarılarına nasıl yön verdiğine dair pek çok örnek bulunmaktadır. Albert Einstein, genç yaşta bilimsel düşüncelere yönelmiş ve doğal dünyanın sırlarını keşfetmeye meraklıydı. Nikola Tesla, elektrik ve manyetizma konularına olan ilgisiyle öne çıkmıştır. Malala Yousafzai’nin eğitim hakkı için verdiği mücadele, gençlerin potansiyelini ortaya çıkarmada ilham kaynağı olmuştur. Maya Angelou, genç yaşta yaşadığı zorluklara rağmen edebiyat alanında kendini bulmuştur. Bu örnekler, çocukların yaşadıkları deneyimlerin ve sağlanan desteklerin, gelecekteki başarılarını nasıl etkilediğine dair güçlü birer örnektir.

Oyun ve Keşif

Oyun, çocukların öğrenme süreçlerinin en önemli parçalarından biridir. Jean Piaget, "Çocuklar, oyun yoluyla dünyayı anlarlar," der. Oyun aracılığıyla çocuklar, sosyal beceriler geliştirir, yaratıcı düşünmeyi öğrenir ve problem çözme yeteneklerini artırırlar. Bu süreç, çocukların mutluluğunu artırırken, potansiyellerini de ortaya çıkarır. Örneğin, grup oyunları çocukların iş birliği yapma yeteneklerini geliştirirken, bireysel oyunlar da yaratıcılıklarını besler.

Aile ve Toplum Desteği

Ailelerin ve toplumların çocuklara sağladığı destek, onların potansiyellerini gerçekleştirmede kritik bir rol oynar. Çocuklar, sevdiklerinin ve öğretmenlerinin inancı sayesinde özgüven kazanır. Aile içinde olumlu bir atmosfer, çocukların kendilerini değerli hissetmelerini sağlar. Örneğin, bir çocuğun sanatsal yetenekleri desteklendiğinde, kendini ifade etme ve mutlu olma olasılığı artar.

Öneriler ve Stratejiler

Günümüz Türkiye'sinde çocukların mutluluğunu artırmak ve potansiyellerini en üst düzeye çıkarmak için çeşitli stratejiler geliştirmek önemlidir. Eğitimde yenilikçi yaklaşımlar benimsemek, farklı öğrenme stillerine hitap eden eğitim modellerini uygulamak bu stratejilerin başında gelir. Ayrıca, okullarda duygusal zekâ gelişimine yönelik programlar uygulanmalı, oyun ve keşif odaklı etkinlikler müfredata entegre edilmelidir.

Aileler için ise, çocuklarının duygusal ve sosyal gelişimlerini desteklemeleri adına eğitim programları düzenlenmeli, pozitif disiplin yöntemleri ve etkili iletişim teknikleri üzerine odaklanılmalıdır. Toplum destek projeleri, çocukların sosyal becerilerini geliştirecek etkinlikler düzenleyerek mutluluklarını artıran fırsatlar sunabilir.

Sonuç

Sonuç olarak, ilkokul çağındaki çocukların potansiyelinin gelişimi, yalnızca akademik başarıları değil, aynı zamanda duygusal ve sosyal gelişimlerini de içerir. Eğitim ortamları, duygusal zekâ, ilham veren rol modeller ve oyun gibi unsurlar, bu süreci derinlemesine etkiler. Çocukların mutluluğu, potansiyellerini gerçekleştirmeleri için kritik bir faktördür. Biz büyükler, onlara rehberlik ederek ve destekleyici bir ortam oluşturarak, sağlıklı bireyler olarak yetişmelerine katkıda bulunmalıyız. Bu, onların gelecekteki potansiyellerini gerçekleştirmeleri için vazgeçilmez bir adım olacaktır.

İnsan potansiyelinin keşfi ve geliştirilmesi, tüm bireylerin hayatlarında önemli bir yere sahiptir. İlkokul döneminde sağlanan destek, çocukların sadece akademik alanda değil, aynı zamanda duygusal ve sosyal alanlarda da başarılı bireyler olarak yetişmelerine olanak tanır. Her çocuğun potansiyeli, onlara sunulan fırsatlar ve sağlanan destekle daha da açığa çıkar. Bu nedenle, toplumsal olarak çocuklarımızın mutluluğunu artırmak ve potansiyellerini en üst düzeye çıkarmak için üzerimize düşeni yapmalıyız.

Unutmayalım! Potansiyelini keşfedenler, hayatın renklerini dolu dolu yaşarlar. Her yaşta öğrenmek, insan olmanın en büyük hakkıdır; bu hak, gökyüzündeki yıldızlar kadar parlak ve erişilmez olmamalıdır. Bu nedenle, her çocuğun bu hakkı, bir çiçeğin güneş ışığına ulaşması kadar kolay erişilebilir olmalıdır. Ve içindeki çocuğu kaybetmeyen her birey, bu hakka sahip olmaya da bir o kadar layıktır.

Ahmet GENCAL
30 Eylül 2024

 


15.9.23

Tarihi Çağrı Mektubu

 

Tatlı yiyelim tatlı konuşalım
GÜZEL YAZALIM GÜZEL PAYLAŞALIM
TOPLUMSAL VE ÖZ FARKINDALIĞIMIZI GELİŞTİRELİM
SON NEFESE KADAR YARARLI OLMAYA ÇALIŞALIM
Ahmet Gencal ve Sabahattin Gencal


Tarihi Çağrı Mektubu

Merhaba,

Önce saygı ve sevgilerimizi sunarken mutluluklar dileriz.

41 kişiyle birlikte size yazdığımız bu ileti, inşallah özlenen güzel ve yararlı gelişmelere vesile olabilecek bir çağrı mektubudur.

Sizleri Facebook SAGEN YAZARLAR GRUBU Edebiyat, Kültür, Sanat ve Farkındalık Sayfasına davet ediyoruz.

Sizi doğayı, hayvanları ve insanları seven ve bu sevgisini söz, yazı ve davranışlarıyla gösterebilen biri olarak tanıdık.

Yine sizi bilim, kültür ve sanata önem veren, kişisel görüşünüze aykırı da olsa düşünceye saygı gösteren, alçak gönüllü, sabırlı ve her şeyden önce bilinçli biri olarak tanıdık.

Övmeyi de övülmeyi de sevmeyiz. Onun için yukarıda yazdıklarımız övme değil bir tespittir.

Bu güzel özelliklere sahip ve erdemlerle donanmış kişilerin bir grupta katkı vermeye çalışmasının yararlı olacağını sanıyoruz. En azından uzun müddetten beri unutulmuş değerlerimiz olan soruşturma ve eleştirmenin ne demek olduğunu yorumlarımızda gösterebiliriz.

Yine metinlerin tiftiğini atsak bile yazara zerre kadar toz kondurmamayı da öğreniriz. Buna da çok ihtiyacımız var.

En güzel biçimde yaratılan ve eşref-i mahlûk olan, halife potansiyeli taşıyan ve de onurlu bir varlık olan insanın öz gerçekleştirme çabalarına nokta kadar bile olsa bir katkı sağlamak, son nefesimize kadar asıl görevlerimizden biri olmalı.

Değerli Arkadaşımız,

Bir özel grup kurma çalışmamızda, üzüntüyle belirtelim ki başarısız olduk. (Başarısızlığımızın nedenleri bir kitap doldurur. Nitekim Facebook’ta Gizli/Kirli El adlı eserimiz bunun üzerinedir.) Ayrıca Facebook’taki hesabım kaldırıldı. Özetle biri veya birileri beni bu sanal âlemden silmek istiyor...

Yukarıdaki notu yazmamızın nedeni şudur:

Davetimize uymaktan ötürü size zerre kadar zarar geleceğini düşünürseniz, daha açıkçası aklınızın ucundan bile geçerse davete icabet etmezsiniz. Bunu anlayışla karşılayacağımızı samimiyetle bildiriyoruz.

Grup en çok 99 kişiyle sınırlı tutulacak.

Günde bir veya iki yazı yayınlanabilecek.

Yazarlara yazı yazma konusunda hiçbir sınırlama yoktur. Ayda bir de yazabilirler, birkaç ayda bir de... Ayrıca istedikleri kategoride ve istedikleri uzunlukta yazabilirler. “Yazarları kısıtlamak onların kalemlerindeki mürekkeplerinin renklerine değiştirmek, bazen de azaltmaktır.” der Sa-Gen. Onun için Basın Ahlak Yasasına, Facebook kurallarına ve en önemlisi de yasalarımıza aykırı olmayan yazılar kabul edilecek. Hiçbir keyfi kısıtlama yapılmayacaktır.

Önemli bir not daha ekleme gereğini duyuyoruz:

Sa-Gen OKU Blogunu  bu grup yazarlarına tahsis etmiştir. Facebook Grup sayfasında yazılanlar ayrıca blogda da yayınlanacak. Yine, Sa-Gen sağsa kendisi tarafından, vefat etmişse varisleri tarafından çıkarılması düşünülen SABAHATTİN GENCAL’A ARMAĞAN adını vermeyi düşündüğümüz esere de bu yazılardan konabilecektir. Onun için bu gruba katılan yazarların telif haklarını da helâl etmelerini peşinen istiyoruz.

Çalışmalarımız, Allah (cc) izin ederse 28 Eylûl 2023 tarihi itibariyle başlayacaktır.

Teklif bizden, tercih sizden, takdir Allah’tan.

Ahmet Gencal                                                        Sabahattin Gencal   

15.09. 2023                                                                15.09.2023

 

İşte bu Tarihi Çağrı mektubuyla, her biri biricik olan yazarlarla insanlık için çarpan bir kalp olmaya başlıyoruz. Yolumuz açık olsun.
-AS-

        

Ahmet Gencal

 

Ahmet Gencal


Psikolojik denemeler ve öyküler ustası; İngilizce öğretmeni Ahmet Gencal 14 Temmuz 1971 tarihinde Samsun’da dünyaya geldi.

İşadamlarının tercümanı olarak Avrupa’yı baştan başa gezen, ayrıca uzak doğuya da birkaç sefer yapan Ahmet Gencal gözlem ve birikimlerini bilinçaltına alıyor. Zamanla tıpkı bir çaykara gibi arıtılıp gün yüzüne çıkan damıtılmış yaşanmışlıklarını eserlerinde kullanıyor.

Hayata Dair Denemeler, Hayata Dair Öyküler, Şiirler, Romanlaşmış Hayatlar yazı dizilerini tıpkı bir arının petekleri bal doldurması gibi devamlı oluşturma aşamasında.

Halen İngilizce öğretmenliğine devam eden Ahmet Gencal’ın, öğrencilere yönelik İngilizce öyküler dizisi çalışmaları da planlama aşamasındadır.

 

Her insan biriciktir. Ahmet Gencal da farklı bir biriciktir.

Yayınlanmış Eserleri

Hayatım Çaykara (Hayata DairDenemeler),

Keşke Bugün Yarın Olsa (Hayata DairÖyküler),

Turuncu Mandal (Şiir),

Baba Oğul Arasında ElektronikMektuplaşma

Güzellik (Baba ile Oğul Arasında Sessiz ve Uzun Diyaloglar)

Söz Uçtu Yazı Kaldı (Deneme-İnceleme)

Sessiz Semaver Şiir gibi Aforizmalar)

Sessizliğe Gömülen Kadınlar

Karınca Faytonları (Hayata DairDenemeler)

Rehveç (Romanlaşmış Hayatlar)