Kazım Memiç etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kazım Memiç etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29.10.24

Kazım Memiç / İnsan Olma Hakkı mı ! - Hele Dur Biraz- 2

 


         

İNSAN OLMA HAKKI MI!

HELE DUR BİRAZ

-II-

       

                                                                                    

Fildişi kuleden ülkeye yön verenlerin güneşi gölgelemeleri yıllar yılı bir açmazın içine soktu ülkeyi. Kendimize özgüyü ararken başkalarının attıklarını “ yeni “ diye sundular bize. Olmazlardan olur çıkarmak için oyaladılar da uzaklara bakamadık. Cumhuriyet kılavuzlarının ışıklarını yadsımak için tüm cambazlıkları yaptılar ve hala yapıyorlar. Bizler, yürüyoruz sandık. Oysa gittiğimiz masallardaki bir arpa boyu yol. Hala cehaletten medet umuyorlar ve bir uçurum üstünden aşağılara bakarak bize sörf yaptırdıklarına inandırmaya çalışıyorlar.

Eloğlu mercimek çapında bir maddenin içine bin saatlik müzik sığdırıyor; uzay çalışmaları bir yana her gün yaptıklarıyla dudaklarımızı uçuklatıyor. Biz masallarda ay programı muştuluyoruz, aya merdiven kuracağız... Daha bir araba bile yapmadan. Eğitimi uçan halıya yüklediğimiz için mi?

Nereden bakarsak bakalım sisli havada kalmayı çıkar sayanlar var. Oysa biz Anadolu gibi bir cennette yaşıyoruz. Körler memleketinde mi yaşıyoruz? Hani, ilkel zamanlarda yeni koloni kurmak isteyenler önce kahine gider, bu kez nerede bir koloni kuralım diye sorarlarmış ya . Cenevizliler mi ne, sormuşlar kahine. Aldıkları yanıt:

Körler memleketinin karşısına kurun!“ Başlarlar aramaya. Marmara’dan boğaza geldiklerinde Anadolu yakasında (Kadıköy çevresi) yerleşenleri bulurlar. Çevreyi inceleyince, karşıda Haliç’i, altın boynuz gibi içeri giren bu güzelliğe bayılırlar. Derlerki, “ Kahinin dediği Körler memleketi burası olsa gerek. Buradakiler, dünya güzeli karşılarında dururken gelip bu yakaya yerleşmezler.” Ve İstanbul kolonisini kurarlar.

Biz bin yıldır yurt edindiğimiz Anadolu’yu tanıyor, alt ve üst değerlerini Eğitim Bilimi içine alıyor muyuz? Neden madenlerimizi başkalarına yağmalattırıyor da dağlarımızın ormanlardan yoksun, çıplak kalmasını izlettiriyoruz! İnsanız biz de ondan mı?

En değerli cevherler bizde, “Bor, uranyum, toryum, perlit“ gibi madenlerin %70 üstü rezerv bizde. Maden yasasını incelemek iç sızlatmıyor mu? Biz çok mu akıllıyız da peşkeş çekiyoruz! Bunları bırakalım. Bizim insanlarımız çok mu refah içinde de, “ Ekonomik zorda olan bir çok dünya ülkesine yardım ediyor, Papa’ya bile 5 (beş) milyon dolar hediye bırakıyoruz !?

Anadolu gibi bir ülkemiz var. Biz, istesek bu coğrafyada insanımıza altın çağı yaşatırız. Basit bir önlem Her şey insanımız için demeliyiz. Bunu dersek, her birey önce ulusunu düşünür, sonra kendilerini ulusuna adayanlar olur. Mutluluğu Ulusun mutluluğunda arayanlar olunca sütümüz de olur, yoğurdumuz da.

Burada yine eğitime dönmek zorundayım. Eğitimsizlik köle eder. Halkını köle görmek isteyenler cehaleti yeğlerler. Oysa kurtuluş , “ düşüncenin egemenliğindedir.” Dününen eleştirir, eleştiren yenilere yol alır.

Önce, yurttaşlarının egemenliği için Eğitim alınmalıdır ve bunun yolu da Atatürk’ün şu sözünde kilitlidir; anahtarı da bilimdir

Çocuklarımıza ve gençlerimize, görecekleri eğitimin hududu ne olursa olsun, ilk önce ve her şeyden önce, Türkiye’nin geleceğine, kendi benliğine ve ulusal geleneklerine düşman olan bütün unsurlarla savaşma gereği öğretilmelidir. “ Hayatta en hakiki mürşit ilimdir.”

Eğitim yozlaşınca toplum karışır, sevginin yerini bencillik alır, başkalarının sömürüsüne kapı aralanır ve gençler kurtuluşu başka diyarlarda aramaya başlar.

DEVLET, EĞİTİMİ ÖZELE TESLİM EDEMEZ.” Eğitim Devletin sorumluğundadır; her çocuğa eşit koşullar hazırlar. Şeyhlere, şıhlara, cemaat ve tarikatlara teslim edemez.

Özgün ve özgür insan olmak için, önce düşüncede var olmak, yaratılışta verilen aklı olumlu algıya çevirebilme yetisini geliştirmek de vardır. Düşünme yetisi bir eğitim işidir. Gelişen dünya eleştirel bir eğitimle geleceği kurarken, bizi yönlendirmek isteyenler, eğitimden Felsefe - Mantık derslerini kaldırırlarken, Matematik gibi yaşam gerçeğini de seçmeli ders yaparak bilime de gülünç oluyorlar.

Düşüncenin bittiği yerde kaba kuvvet başlar “diyor Bernart Shaw. Albert Einstein de “Eğitim, doğruları öğretmek değil; aklı eğitmektir ,” demiyor mu? Atatürk, “ Bir gün benim söylediklerim bilime ters düşerse siz BİLİMİ tercih edin“ sözünü insan olma yolunda alanlara bir ışık olarak not düşer! Biz, insan olduğumuz için mi “ Akli eğitim yerine, Nakli eğitim”i dayatıyoruz!

İnsan olmanın temelinde temiz ahlak vardır. Bunun içinde dürüst üretim, temiz ve adil paylaşım vardır. Japon eğitimi ilk yıl ahlak kuralları ile toplum yaşamında uyumlu olmayı önceller. Biz ise soyut kavramlarla çocuklarımızı bunalımlar içine sürüklemenin taşlarını döşeriz, ki aklını kullanmasın, söylenenlere itaat etsin! Bu eğitimle çağı yakalamak, Bilime katkı sunmak olası mı?

Türkiye Cumhuriyeti, yurttaşlarının çağdaş bir ulus bireyi olmaları için eğitimde geliştirdiği, KÖY ENSTİTÜSÜ ile aydınlığa koşarken, ideolojik sapmalar uğruna bir takım erklilerin bu özgün Okulları kapatmaları bizi soran, soruşturan; eleştirel bakışla daha ileri bir toplum yararına insanlar olmamız için midir!

İnsan olabilmek için ölçülü olmanın bilincine varmak gerekir. Giyinişinden davranışına değin, salt kendi için değil, toplumu için de bir onur kaynağı olması gerek. Karşımda paspal bir insan görmeyi istemem örneğin. İnsan sokağa çıkmadan kendine çeki -düzen vermeli. Toplumda yaşadığını unutmamalıdır. Ortak değerler başarıya götürür. Bencillik şeytani bir sonuç yaratır ki, öyle olanlar insanlıktan da uzaklaştırır; yalnızlıklarını değerli bulurlar kör avunma için!

İnsan olmak, ateş çemberi içinde bir gül bahçesi yaratmaktır. Yetmez, o bahçede konuklarına kendi elleriyle hazırladığı sunumları verirken gözlerinin İçini de gülümsetmektir


——————(22.9.2024 — Kazım Memiç)

1    2


28.10.24

Kazım Memiç / İnsan olma Hakkı mı !-Hele Dur Biraz- 1

 

         

İNSAN OLMA HAKKI MI!

HELE DUR BİRAZ

       

 

 Sevgiye sevdalanan insanların özlemiyle uyanıyorum. Güneşin ilk ışıklarıyla diri, istekli; sevecen bakıyorum çevreye. Esinti sabah serinliğinde okşuyor. Akasya kokuları baygın ıhlamur kokusuyla karışıyor. Gökyüzüne bakıyorum mavinin mavisi. Hiç ses yok. Her yanım ilk günkü gibi. “ Of be mutluyum!

Böyle başlamak isterdim. Çevremde yaşamın alımlı olmasını isterdim. Hayvanların da özgür olmasını, insanların hırstan, kinden, bencillikten uzak olmalarını isterdim.

Gel gör ki mutluluğum saman alevi gibi kayboluyor birden. Bir köpek yavrusunun canlı canlı preslenmesi çöp kamyonunda insanlığımdan utandırıyor beni. Zehirlemek yetmiyormuş gibi ölümünü beklemeden preslemek! Ya kediyi ağaca asıp sopayla öldürenler; utku mu bu?

Bir yol ortasında araçlar hurdası. Adını “canavar” koymuşuz. Kanlar içinde canlar. Pırasa gibi insan, sırayla dizilmiş pürüm pürçek... Bakmaya dayanamıyorum, kapatıyorum televizyonu. Kapatmak iç ürkümü alıp götürmüyor; eziliyorum.

Ormanlarımız cayırtılar içinde kül oluyor, topraklarımız sular - seller içinde akıp gidiyor yitik mekanlara doğru. Biz dere yataklarında sellerin sürüklediği binaları seyrediyoruz. Bazen de içinde uykuda yakalanıyoruz azgın sellere. Bunun sorumsunu da başkalarında arıyoruz hep. “İnsanız biz !”

Gece yarısı bir bankanın kuytu kapısı önünde yaşlı bir kişi varı -yoğu olan çantasına başını koymuş, yırtık şemsiyesini de üstüne tavan ederek uyuklamaya çalışıyor. Bankada hesabı mı var! Vadeli vadesiz mevduat peşinde mi? Sabah emekli maaşını almak için geceden sıraya mı girmiş! Borsadan gelecek artılara mı teşne? Adam kıvrılmış, hafiften horluyor. En azından yaşadığını anlıyorum. Rüzgar şemsiyesini yana kaydırmış. Düzeltiyorum. Gözümden iki damla yaşla yürüyorum. “ İnsanız biz!

Eğitim mi!  Onu çökerteli, yöneticiler mutlu. “Bize cahil halk lazım, okumuşlar soru soruyorlar. Cahili yönetmek kolay” dememişler miydi? Cumhuriyet ilkelerini eğitimden kaldırırken “Dindar ve kindar insan yetiştirmeyi” hedefleyen bir akrep çemberini çocuklarımızı layık görmemişler miydi?

İstedikleri gençliği bir ölçüde yarattılar. Kimi zoraki okuttuğunuz İmam-Hatiplerde ateistler artarken, kimileri çocuk yaşta son model araçlarla caddelerde, bulvarlarda boy gösteriyor. Saygıdan, sevgiden uzak.

Kimi gençler de ellerinde çifte diplomalarla iş ararken mutsuzluğa kapılarak yurt dışına kapak atmak için vatanından kopmak istiyor. “ Üniversite açmak mı, gençleri eğittikten sonra onlara iş alanı yaratmak mı?” Soran gençlik zorluyor. Hak aramayı da suç haline getirmek, cahil toplum isteyenlerin marifetleri değil mi?

Eğitimini çağın gereklerine göre uygulayamayanlar, dünya ile yarıştan kopan toplum yaratırlar. En büyük yatırım payını eğitime ayırmayanlar, düşünmekten, düşüncesini söyleyenlerden korkanlar varlıklarını da sürdüremezler. Üniversite bitiren gençlerimizin %25’i iş aramaktan yorgun ve umutsuz düştüler. Sorumlu kimler, gençler mi sorumlu! Sıyrılamazsınız.

Kahvehanelerin önünden geçiyorum, bi uğultu. Kütüphanelerin önünden geçiyorum; tertemiz camlar, pırıl pırıl masalar. Rafların kıpırdamayışı, sandalyelerin boşluğu ürkütüyor beni. Binanın içi bomboş güzellik! Sessizce kapı açılmıyor, kapamıyor. Bu boşluğu yaratan eğitim düzenini getirenler övünüyorlar mı? İnsanız biz öyle mi?

Köy Enstitüsü denemesinde, dünya klasiklerini tanıyan öğretmenler yurda aydınlık saçmışlardı. Her biri köylerine hem bilimi, hem sanatı ve hem de çağdaş yaşamı götürmemişler miydi? Neden yok ettik biz bu ışığı? İnsanız biz de ondan mı? Kimlerdi aydınlanma tayfının katilleri! Denmeyecek mi günün birinde ,” suçlu ayağa kalk?”

Öğrenci neden okumaz, Öğretmen neden okumaz, memur neden okumaz, hakim- savcı yönetici neden okumaz? “İnsanız biz de onda mı !?”

Sizler Atatürk’ün adını ağzınıza almayınız. O, savaş alanları dahil “ 57 yıllık ömründe 3997 kitap okudu. Bütün bunları yaparken yoktan bir ülke kurdu. Unutulmuş bir Milleti ayağa kaldırdı ve dünyayı da eylemleriyle hayran bıraktı. Kurduğu Cumhuriyet, mazlum milletlere örnek olarak emperyalizmin önüne bilinçli bir set oluşturdu.

Devamı yarın

               (22. 9. 2024 — Kazım Memiç)


1         2


25.2.24

İnsan İnsanın Kenesi (8)

 


 İnsan İnsanın Kenesi

                         Kimdir Kimin Efendisi !..

                                             Kazım Memiç

 

Düzen kurmuş haramiler

        Ütülen sen horlanan sen

                 Uçkurunda var kırk düğüm

                         Üreten sen ezilen sen

Emek senin, alan onlar çalan onlar

         Üreten sen bölen onlar

                  Ağaların hepsi tuzak

                       “ Bu hep bana - bu hiç sana“

                                  

  Demokrasi senden uzak

          Sana yeter çuldan kazak

                  Düşünmeden bastın mühür

 

İnsan insanın kurdu şimdi olmuş kenesi

Yanlış mühür  basanlar onların avanesi


 İnsan insanın kenesi durmaz ısırır

Başıbozuk düşünceler yolda serili

Boş başaklarda evin ne arar

İnsanlar kirişte - ok yayda gerili


 Kazım Memiç (Eğitimci, şair ve yazar), 20 Şubat 2024



İnsan İnsanın Kenesi (7)

 


İnsan İnsanın Kenesi

                         Kimdir Kimin Efendisi !..

                                             Kazım Memiç


Adem olmuş - Havva olmuş

      Güzellikler orda solmuş

Habil Kabil’le tutuşur

       İlk düşmanlıklar oluşur

Beyin ilkel sinir gergin

İlk cinayet son cinayet

       İnsan insanın kenesi

              Ta ezelden gelir sesi

 

Nedir bunun bahanesi

       Nefis güler ahlak çöker

               Rezaletin şahanesi

 

Kör nefis közlenmiş olsa

     Ahlaki düzen kurulsa

          Yanlış yapan sorgulansa

                  Senlik benlik kalır mı hiç

Siz - biz olan yerde makas açılır

Yanlış kararlarla insan biçilir

 Demokrasi sana kaftan

        Ekmek gibi dostun senin

                Giymezsen çıplak kalırsın

                         Yanlış kullanırsan eğer

                                 Sırtında olur bir semer

 

Demokrasi aklın senin

          İpek tülle saklın senin

                 Mührüne akıl koyarsan

                          Kıl olmazsın şuna buna

 

                                Tunç mühürde şaşkın eli

                                       Kimi zaman eder deli

 

Yanlış mühür senin kavli kararın

       Bil ki insanlığın yaşı

            Nalıncı keseri olur

                Sen kalırsın hepten şaşı

Emekliye refah payı olur mu hiç

        Söz vermiştin deme sakın

                 Onlar zaten ezelden p.ç

                         Pişmanlıklar sana yakın

 

Sen kendini  sigaya  çek - sorgula

Emeklisin tut kendini yargıla

Oy verirsin , gün istersin aydınlık

        Senin oyun O’na meze oluyor

               Neden hepyek senin hakkın

                      Altı yüzü düşeş gelir onlara

                             Nasıl zar bu uyansana

                                      Kimin eli - vurgula

 

Senin mührün yoz ellerde kirlenir

         Olurlar insanın kenesi

                 Yıllardır aldanan sensin

                           Aldatanlarsa  efendin

(...)

 Kazım Memiç (Eğitimci, şair ve yazar), 20 Şubat 2024

DEVAMI 8 saat sonra...


 


24.2.24

İnsan İnsanın Kenesi (6)



 İnsan İnsanın Kenesi

                         Kimdir Kimin Efendisi !..

                                             Kazım Memiç

Tut ki

       Tut ki insanız biz

             Dünden güne yetkiniz biz

                     Düşünürsem var olurum

                           Çalışırsam yar olurum

 

Sözün özün olmalıdır

      Halka yüzün olmalıdır

            Güvenli yarınlarına

                 Yalan - yanlış devlet işi

                       Yük olur halkın başına

Zehir katmaktır aşına

 

Devletin yükü ağır

       Altına baş koyamazsan

             Gökten düşer oyar seni

Halkın hafızası  muhkem

Çalkalar da boyar seni


Aldatılanlara aldanmak var ya

      Bir değil

          İki değil

               Son değil

İnsan insanın efesi olmalıdır

Demokrasi olamaz angarya

 

Aldanmak  aymaz işidir

       Aldandım denir mi halka

            Bir değil

                  İki değil

                         Beş değil

Attığın hepyek gelir düşeş değil

Söylemlerin oluyorsa fasarya

Aldandım denir mi halka

 

Bildiğinle akil ol

     Bilmiyorsan sakin ol

            Yollar taşlı çakıllı

                    Vardır senden akıllı

 

Ah Eğitim, vah eğitim

       Nerde kaldı milliyetim

               Eğitim kaldı bir yetim

 

“Eğitim doğruları öğretmek değil,

             aklı eğitmektir “ derse  Einstein

 

Akıl sonsuz servettir kullanana

Eğitim ışıklı yoldur anlayana

 

 

Demokrasi sandığa gitmek değil

      Mühürü basmak değildir, anla

            Levent sensin - kaptan sensin

                    Yetki verensin onlara

                             Yanlışta hesap sorsana

 

Demokrasi kul olmak değil

        Aklı özgür kılmaktır

               Eşitler arasında yaşamaktır

 

Hak için Halka gönül vermektir

         Birlikte yürümektir

                Coşkuyla aydınlığa

 

Demokrasi güvenli yaşamak yaşatmaktır

       Bin bir korumayla değil

              Halkın omuzuna elini koymaktır

                      Bayram coşkusuyla yürürken

Gözlerini kapatıp halkına teslim olabilmektir

                         ATATÜRK GİBİ

 

Halktan olan halkla kalır

       Sevgi dokur -  saygı alır

             Halkın özü O’nda kalır

                    Her yürekte - can dilekte

 (...)

Kazım Memiç (Eğitimci, şair ve yazar), 20 Şubat 2024

DEVAMI 8 saat sonra...