20.11.24

Gülgün Bilgiç / Nasıl Sevilir ve Sayılırız? ( II )

 


-II-

SEVGİ

       Sevgi, insan yaşamını anlamlı kılan, herkesin bildiği ama çok da anlatamadığı bir duygudur. Sevgi yaşanır ancak. Belki de en önemli doğal yaşamsal duygumuzdur. Sevgi, bir duygu, aynı zamanda da bir değerdir. Sevgi, nesnesini yaratır, üretir, dönüştürür, güzelleştirir, iyileştirir. Sevgiyi arar, ona ihtiyaç duyarız, kalplerimizi ısıtır. Sevgi, sevilen kişiye anlaşıldığı, benimsendiği, önemsendiği duygusu verir, kendisini değerli hissetmesini sağlar. Kendisini seven, kendisiyle barışık kişi başkalarını da sever.  Sevgi, ilişkilerde kendiliğinden doğar. Öylece düşünmeden seviverir insan.

       Her şey sevgiden geçer. Sait Faik Abasıyanık’ın dediği gibi; “Yalnızlık dünyayı doldurmuş. Sevmek, bir insanı sevmekle başlar her şey.’’ Peygamber Efendimizin şu hadisi şerifi sevgiyle ilgili ne güzel bir örnektir; “İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olamazsınız.’’  İbn Miskeveyh Tehzibu’l-Ahlak’ta; sevginin önemine vurgu yapmış, ahlaki erdemlerin ancak sevgiyle gerçekleşeceğini savunmuştur. Çıkara, hazza, iyiye ve bu üç kavrama aynı anda dayanan dört çeşit sevgiden bahsetmiş, Tanrıya, öğretmene, anne babaya duyulan sevgiyi bütün sevgilerden üstün tutmuştur. Hücvirî  Keşfu’l-mahcub adlı eserinde sevgiyi tohuma benzeterek “hayatın aslı” şeklinde ifade etmiştir.  Gazzâlî   İhyâu ulûmi’d-dîn adlı eserinde; ’Sevgi (el-mehabbe), temiz bir ağaçtır. O ağacın kökü yerde sabit, dalları semaya yükselmiş, meyveleri ise kalp, dil ve azalarda ortaya çıkmıştır.’’ demektedir. Platon / Şölen’de  Sokrates’in “Sevgi üzerine ne biliyorsam, ondan öğrendim” dediği Mantineialı Diotima şöyle seslenir; ‘’Sevgi dünyasına ulaşmanın doğru yolu budur: Bu dünyanın güzelliklerinden başlayacaksın, hiç durmadan basamak basamak yüce güzelliğe yükseleceksin, bir güzel bedenden ikisine, ikisinden bütün güzel bedenlere, sonra güzel bedenlerden güzel işlere, güzel işlerden güzel bilgilere, güzel bilgilerden de sonunda bir tek bilgiye varacaksın: Bu bilgi de o tek başına var olan salt güzelliğe varmaktan, asıl güzelin özünü tanımaktan başka bir şey değildir. İnsanın salt güzellikle karşı karşıya geldiği o an yok mu, sevgili Sokrates işte yalnız o an için insan hayatı yaşanmaya değer!”

       Günlük yaşamda en çok kullanılan sözcüklerden biridir sevgi sözcüğü.  TDK Türkçe Sözlükte; “İnsanı bir şeye veya bir kimseye karşı yakın ilgi ve bağlılık göstermeye yönelten duygu’’, TDK Ruhbilimleri Terimleri Sözlüğünde ‘’Başka bir kişi ya da varlığa karşı duyulan ve cinsel yönü olan ya da olmayan güçlü bir yakınlık ve bağlılık duygusu” olarak tanımlanır. C.G. Jung’’ Sevgi sözcüğünün kapsamı, bütün dünyayı kucaklayacak kadar geniştir.” der. Sevgi sözcüğü bir kavram olarak Arapçada “hub” kökünden türetilmiş ve Türkçede de “muhabbet” şeklinde kullanılan “mehabbe”dir.

       Sevgi kavramı, Hegel’in hem erken hem de geç dönem felsefesinde önem taşır. Hegel’e göre sevgi, karmaşık bir birleşme ve ayrılma sürecidir ve birleşme ile ayrılma süreçlerinde mutlak da kendine dönmektedir. Hegel’in olgun döneminde bu bağlamda ikinci bir sevgi kavramı ortaya çıkar.

 Psikiyatrist İrvin D.  Yalom; başkasına yönelik ilgimiz eğer bencillik taşımadan ötekinin varlığına gerçek bir saygı temeline dayanıyorsa ve ötekinin gelişimi ile yakından ilgilenmeyi içeriyorsa sahici bir sevgiden söz edebiliriz anlayışını benimser. Sevginin birtakım türleri olduğundan söz edilir felsefede.; “Mani” adından da anlaşılacağı üzere, abartılı ve taşkın bir sevgidir ve bir ölçüde olağandışıdır. “Ludus”, bir sevgi oyunudur.  “Pragma”, bilgiyi ve doğruyu yaşam için yalnızca bir araç olarak gören, eylemleri sonuçlarıyla, başarılarıyla değerlendirme yaklaşımına dayalı bir sevgidir.  “Eros”, yoğun, tutkulu ve birbirini yücelten bir sevgi türüdür. “Fili”, arkadaşlığa dayalı bir sevgidir.  “Agape”, benliğin gözardı edildiği, verici ve daha çok karşısındakinin iyiliği için olan sevgidir. Empedokles, dört elementi (toprak, su, hava, ateş) birleştiren ve ayıran iki kuvvetten bahseder. Bu unsurları sevgi birleştirir, nefret ayırır.

       Erich Fromm, Sevme Sanatı kitabında sevmeyi pek çok yönüyle analiz etmiş ve sevme ustalığından söz etmiştir. Sevginin nesneyle değil yetiyle ilişkisini vurgulayan Erich Fromm için:  “Sevgi bir etkinliktir; edilgen bir olay değildir, bir şeyin içinde olmaktır. Bir şeye kapılmak değildir. Sevgi vermektir, almak değildir. Her bir birey tüm insanlığın taşıyıcısıdır ve insanın görevi, kendisinin içinde insanlığı açıp geliştirmektir.  Sevgi deneyimi, insana sevinç veren en insani, en insanileştirici edimdir. İnanıyorum ki, sevgi, insanın gelişim kapılarını açan asıl anahtardır.’’

       Sevgi için daha pek çok söz söylenmiştir;

       Her şeyi, anladığım her şeyi, sadece sevdiğim için anlıyorum. – Tolstoy

       Yumuşak, sertten güçlüdür; su kayadan güçlü, sevgi, zorbalıktan güçlüdür. - Hermann Hesse

       Yaratılanı severim yaratandan ötürü.             -Yunus Emre

Devamı yarın

   2     3