28.10.24

Kazım Memiç / İnsan olma Hakkı mı !-Hele Dur Biraz- 1

 

         

İNSAN OLMA HAKKI MI!

HELE DUR BİRAZ

       

 

 Sevgiye sevdalanan insanların özlemiyle uyanıyorum. Güneşin ilk ışıklarıyla diri, istekli; sevecen bakıyorum çevreye. Esinti sabah serinliğinde okşuyor. Akasya kokuları baygın ıhlamur kokusuyla karışıyor. Gökyüzüne bakıyorum mavinin mavisi. Hiç ses yok. Her yanım ilk günkü gibi. “ Of be mutluyum!

Böyle başlamak isterdim. Çevremde yaşamın alımlı olmasını isterdim. Hayvanların da özgür olmasını, insanların hırstan, kinden, bencillikten uzak olmalarını isterdim.

Gel gör ki mutluluğum saman alevi gibi kayboluyor birden. Bir köpek yavrusunun canlı canlı preslenmesi çöp kamyonunda insanlığımdan utandırıyor beni. Zehirlemek yetmiyormuş gibi ölümünü beklemeden preslemek! Ya kediyi ağaca asıp sopayla öldürenler; utku mu bu?

Bir yol ortasında araçlar hurdası. Adını “canavar” koymuşuz. Kanlar içinde canlar. Pırasa gibi insan, sırayla dizilmiş pürüm pürçek... Bakmaya dayanamıyorum, kapatıyorum televizyonu. Kapatmak iç ürkümü alıp götürmüyor; eziliyorum.

Ormanlarımız cayırtılar içinde kül oluyor, topraklarımız sular - seller içinde akıp gidiyor yitik mekanlara doğru. Biz dere yataklarında sellerin sürüklediği binaları seyrediyoruz. Bazen de içinde uykuda yakalanıyoruz azgın sellere. Bunun sorumsunu da başkalarında arıyoruz hep. “İnsanız biz !”

Gece yarısı bir bankanın kuytu kapısı önünde yaşlı bir kişi varı -yoğu olan çantasına başını koymuş, yırtık şemsiyesini de üstüne tavan ederek uyuklamaya çalışıyor. Bankada hesabı mı var! Vadeli vadesiz mevduat peşinde mi? Sabah emekli maaşını almak için geceden sıraya mı girmiş! Borsadan gelecek artılara mı teşne? Adam kıvrılmış, hafiften horluyor. En azından yaşadığını anlıyorum. Rüzgar şemsiyesini yana kaydırmış. Düzeltiyorum. Gözümden iki damla yaşla yürüyorum. “ İnsanız biz!

Eğitim mi!  Onu çökerteli, yöneticiler mutlu. “Bize cahil halk lazım, okumuşlar soru soruyorlar. Cahili yönetmek kolay” dememişler miydi? Cumhuriyet ilkelerini eğitimden kaldırırken “Dindar ve kindar insan yetiştirmeyi” hedefleyen bir akrep çemberini çocuklarımızı layık görmemişler miydi?

İstedikleri gençliği bir ölçüde yarattılar. Kimi zoraki okuttuğunuz İmam-Hatiplerde ateistler artarken, kimileri çocuk yaşta son model araçlarla caddelerde, bulvarlarda boy gösteriyor. Saygıdan, sevgiden uzak.

Kimi gençler de ellerinde çifte diplomalarla iş ararken mutsuzluğa kapılarak yurt dışına kapak atmak için vatanından kopmak istiyor. “ Üniversite açmak mı, gençleri eğittikten sonra onlara iş alanı yaratmak mı?” Soran gençlik zorluyor. Hak aramayı da suç haline getirmek, cahil toplum isteyenlerin marifetleri değil mi?

Eğitimini çağın gereklerine göre uygulayamayanlar, dünya ile yarıştan kopan toplum yaratırlar. En büyük yatırım payını eğitime ayırmayanlar, düşünmekten, düşüncesini söyleyenlerden korkanlar varlıklarını da sürdüremezler. Üniversite bitiren gençlerimizin %25’i iş aramaktan yorgun ve umutsuz düştüler. Sorumlu kimler, gençler mi sorumlu! Sıyrılamazsınız.

Kahvehanelerin önünden geçiyorum, bi uğultu. Kütüphanelerin önünden geçiyorum; tertemiz camlar, pırıl pırıl masalar. Rafların kıpırdamayışı, sandalyelerin boşluğu ürkütüyor beni. Binanın içi bomboş güzellik! Sessizce kapı açılmıyor, kapamıyor. Bu boşluğu yaratan eğitim düzenini getirenler övünüyorlar mı? İnsanız biz öyle mi?

Köy Enstitüsü denemesinde, dünya klasiklerini tanıyan öğretmenler yurda aydınlık saçmışlardı. Her biri köylerine hem bilimi, hem sanatı ve hem de çağdaş yaşamı götürmemişler miydi? Neden yok ettik biz bu ışığı? İnsanız biz de ondan mı? Kimlerdi aydınlanma tayfının katilleri! Denmeyecek mi günün birinde ,” suçlu ayağa kalk?”

Öğrenci neden okumaz, Öğretmen neden okumaz, memur neden okumaz, hakim- savcı yönetici neden okumaz? “İnsanız biz de onda mı !?”

Sizler Atatürk’ün adını ağzınıza almayınız. O, savaş alanları dahil “ 57 yıllık ömründe 3997 kitap okudu. Bütün bunları yaparken yoktan bir ülke kurdu. Unutulmuş bir Milleti ayağa kaldırdı ve dünyayı da eylemleriyle hayran bıraktı. Kurduğu Cumhuriyet, mazlum milletlere örnek olarak emperyalizmin önüne bilinçli bir set oluşturdu.

Devamı yarın

               (22. 9. 2024 — Kazım Memiç)


1         2