Bir yazı yazmak istiyorum. Yalnız kelimelerle.
Ve de yalnız sana.
Bir konu bulamıyorum. Evet, diğer
bütün konulardan bağımsız bir konu bulamıyorum. Her konu iç içe.
Konu sensin veya senin iç ve dış
dünyan. Senin iç dünyanda ben, dış dünyanda sorular. İşte böyle bazen anlamsız
anlamlılık ya da tersi…
Bir yazı yazmak istiyorum. Hedefi tam
on ikiden vuracak. Ve de seni senden alacak. Ama yaralamayacak. Kurşun
yaralamaz ama dostun gülleri… Ya da benim kelimelerim.
Ah Kelimeler! Kelimeler, sizi nelere
benzetmediler?
Kelimeler kurşun, hedefte kalbin.
Kalbinde fuad (akıl). Ve keskin nişancı gözlerim ve işaret parmağım. İşaret
parmağım dokunurken tetiğe şahadet eder insan karakterine.
Sen, ateş! demeden. Sen, gel! demeden.
Hatta bir işaret vermeden. Hatta hatta habersizken benden. İşte bu yazıyı
alıyorsun…
Bu yazı bir aşk ilanı değil. Çünkü “malumun
ilamı gerekmez.”
Bu yazı ders değil öğüt de değil. Hatta bu yazı benden de değil. Hatta hatta
sana da değil. Bu yazı fuad’dan fuad’a. Ya da gönlümden gönlüne.
Gönlümden gönlüne akan frekansları
kelimelerle dile getirebilmek kolay değil. Ya kolay olmayanı okuyabilmek?
Bakın, şiir çalanda nasıl açıyorsan
kapını. Benim kurşunlarıma da ya da kurşun gibi güllerime de…
“Şu ellerin taşı hiç bana değmez.
İlle dostun bir tek gülü yaralar beni.” diyenlerden misin?
Ve de beni sadece “hoca” olarak görmeyenlerden
misin?
Aslında bir yazı yazmak istiyordum.
Seni hedefime koymuştum.
Sonra nedense gözlerim buğulandı.
Şahadet parmağım yıldızlara döndü. İşte bu yazım da böylece son buldu.
Fuadların birleşmesi dileğiyle.
Sabahattin Gencal,
Çekmeköy-
İstanbul, 08. 02. 2025
_______________
FUÂD
الفؤاد
İlâhî tecellileri seyretme mahalli
anlamında kullanılan bir tasavvuf terimi.
bk. KALB
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder