28.6.25

“Önyargıları Parçalamak…”

 



 Bu kez masamızı Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Kültür Merkezinde kurduk.

2025 yılının 27 Haziran’ında masada yerimizi alır almaz, misafiri bulunduğumuz Ahmet Meral Bey börek servisini başlattı. Hatta bizzat kendisi de börek ve çay servisi yaptı. Teşekkürler Ahmet Bey.  2025 yılı ilk döneminin böyle börekle bitmesi güzel oldu. İnşallah Eylül’de ikinci dönemini de baklava ile açarız.

Toplantımız öğretmenlerin dönem sonu toplantıları gibi oldu. Daha çok muhasebe gibi oldu. Bundan sonra sık sık muhasebe yaparız. Çünkü aramızda artık bir matematikçi de var. Evet aramıza matematik öğretmeni Mustafa Göç Bey katıldı. Hüseyin Yıldız Bey, Mustafa Bey’in bir kitap kurdu olduğunu söyledi.



Grubumuza hoş geldiniz Mustafa Bey, hoş geldiniz kitap sever.

Kitap sevmek, okumayı sevmek ne güzel. Güzellikleri paylaşmak daha da güzel. Fikir Masası Grubu olarak, şimdiye dek konuşulanları ana hatlarıyla yazıyorduk. Başka türlüsünü yapamazdık. Ancak bundan sonra yapabileceğiz inşallah. Bütün toplantılarımızı değil ama Ahmet Gencal’ın katılabildiği toplantıları videoya alacağız.  Video seyretmek okumaktan daha yararlı mı zararlı mı işte onu bilemem. Ben yine alışılageldiği gibi uzun uzun yazarım. Siz de tercih edersiniz. Baklava mı börek mi değil video mu yazı mı?

Cenap Şahabettin ne diyordu? “Fazla alçak gönüllü davranmayın, gerçek sanırlar.” Her halde bizim grup için söyledi bunu. İzah edeyim mi?

Sabahattin Gencal toplantının başında bir konuya değindi. Şöyle dedi: Bir önceki toplantıyla ilgi yazımızda bir okuyucunun yorumundan anladığıma göre bizi kitap okumaları yapan bir gruba benzetti. Bir başka okuyucu da başka bir gruba benzetebilir. O halde nasıl bir grup olduğumuzu bir kere daha anlatalım:

Biz kitap inceleme ve tanıtma grubu muyuz? Hayır.

Biz bir hocanın veya uzmanın anlatıp diğerlerinin dinleyici olarak kaldığı ve adına da sohbet denen bir çalışma mı yapıyoruz? Hayır.

Peki, konferans mı, panel mi yapıyoruz? Yine de hayır. Sahi biz ne yapıyoruz?

Hep beraber düşünelim: Siyasetten hiç bahsetmiyoruz. Spordan hatta Trabzonspor’dan bile hiç söz etmiyoruz. Magazin nedir bilmiyoruz. Peki, ortalama üç saat süren toplantılarda ne konuşuyoruz? Her halde askerlik anılarımızı, av anılarımızı anlatmadığımıza göre… Demek ki öylesine fikir alışverişi yapıyoruz ki vaktin nasıl geçtiğinin farkında olamıyoruz. Tabii günceli konuşurken birazcık buruklaşıyoruz ama umutsuzluğa da düşmüyoruz. Birbirimize moral veriyoruz. Sabır diliyoruz. İşte bir örnek daha:

Sabahattin Gencal; “15 yıldır internet alemindeyim.  Birçok blogta yazılar yazdım. Özellikle yorumların yorum gibi olması için okuyuculardan istekte bulundum. Başaramadım. Eline ve kalemine sağlık ve iyilik dilekleri ya da eften püften suçlamalara hatta argoya kaçan ifadeler. Demek ki eleştirel okumayı, eleştirel düşünmeyi hala öğrenemedik…” dedi. 



Ahmet Meral Bey, “Zihniyet kalıplaşmış. Bu kalıpları kırmak zor. Albert Einstein   ne diyor?  “Önyargıları parçalamak, atomu parçalamaktan daha zordur.” Onun için sabır, sabır.

Evet biz her şeye rağmen sabırlı davranacağız. “Zorun meyvesi tatlıdır.” der bir Çinli filozof. Biz de inşallah bu tadı alacağız. Düşünce üreten öğretmenler hatta öğrenciler göreceğiz. Tabii, düşünebilen siyasetçiler de görürüz inşallah.

Mustafa Göç arkadaşımız bir öneride bulundu. “Öyle tarihi bilgiler vermekten çok güncel bilgiler üzerinde çalışmalar hazırlayalım. Hatta bir sonraki toplantıda gündemsiz olarak günceli tartışalım.” Ah! Ne güzel. İnşallah görürüz o günleri. Bu arada Gencal, daha önce de söylediği bir benzetmeyi tekrarladı: “Ormanın içinde olan sadece ağaçları görür. Ama yukarıdan bakanlar ormanı görebilir.”  Benzetmek gibi olmasın, bazı siyasetçiler ağaçları görür. Anlarsınız ya tanıdıklarını ya da ayaklarına çelme takmak istediklerini… Aaa, o ne biçim söz. Olur mu öyle şey? Tabii olmamalı ama biz yukarıdan baktığımız için her şeyi görüyoruz.

İşte bizim grubun ahenkle çalışmasının sırrı. Biz kişilerle ilgili yazmayız. Onlar bugün var yarın yok. Olaylar da birbirlerini tetikleseler de zaman içinde eriyorlar. Ama kavramlar öyle mi? Üst düzeyde fikir üretmek öyle mi? Başka deyişle söyleyelim. Bizim grubun söyledikleri ve yazdıklarının ömrü uzun olur.

Ömrünüz uzun olsun ama yazınız uzun olmasın. Kimin söylediğini hatırlamıyorum, güzel bir söz, “Uzun konuşmaları kısa dinleyin.” Ben de diyorum ki, “Uzun yazıları taksit taksit okuyunuz.” Ne o, taksit kelimesi bir mayın gibi önümüze düştü. Ekonomiyi hatırlattı. Oysa ekonomiyi hatırlatmamak için yüzlerce medya organı seferber olmuş…

Ya, kusura bakmayınız. Toplantıda nedense not tutmadım. Söylenenleri hatırlıyorum ama hangi arkadaş söyledi, diğer arkadaşların katkısı ne oldu? İşte bunları hatırlamıyorum. Ahmet Gencal videoya çekerse bu sorunu da aşacağız. Şimdi söylediklerimiz üzerinde durmaya çalışalım:



Ahmet Mutluoğlu okumaktan söz etti. Tabii seslendirmekten değil. Okumak demek anlamak demektir, içselleştirmek demektir, uygulamak demektir. Ve de en önemlisi paylaşmak demektir. Mutlaka paylaşacak ve hayata katkı sağlayacağız. Bu insanlık görevimizdir.



Bu arada moteratörümüz Hüseyin Beyin,     birinci devreyi değerlendirmesi de güzeldi. “Bir konu veriliyor ya da bir konunu ana bölümleri taksim ediliyor. Toplantılarda bunlar sunuluyor ve tartışılıyor. Bir sonuca varılmasa da fikirlerin çarpışmasından alevlerlerin çıkması güzel oluyor…”

Biz daha neler konuştuk neler. Hocalarımızdan da söz ettik öğretmenlerimizden de. Bunların büyük potansiyel olduklarından da. Ama ne çare ki istediğimiz gibi yararlanamıyoruz. Bir arkadaşımız hocalar öteki dünya için öğretmenler bu dünya için çalışıyor; en azından birçoğu, dedi. Olur mu öyle şey? Demek ki oluyormuş. Peygamberimize (s.a. v.) atfedilen sözler var:        Bu dünyasını yapamayan öteki dünyasını da kazanamaz.     Bir başka söz: “Bu dünyayı istiyorsan bilime sarıl, öteki dünyayı istiyorsan bilime sarıl. Hem bu dünyayı hem öteki dünyayı istiyorsan yine bilime sarıl.”

Elbette bilime sarılacağız ama vahyi de ihmal etmeyeceğiz. Bugün atom parçalanmıştır. Biz de bütün engelleri parçalayacağız. Layık olduğumuz uygarlık düzeyine çıkmak dileğiyle diyelim mi?

Şunu da eklemekten geçemeyeceğim: Grubumuzun mizah üstadı Erdoğan Bey’in yine bir fıkra anlatacağını düşünmüştüm. Ama anlatmadı. Bu kez Ahmet Meral Bey güldürdü yüzümüzü. Erdoğan Bey, daha kapıdan girerken bana “Öne geç, karları temizle.” dedi. Ne muhteşem bir hatırlatma. Bilindiği üzere Prof. Dr. Niyazı Kahveci felsefeyi anlatırken felsefenin kapalı yolları, diğer taşıtlara bir yol açma makinesi olduğunu söylemişti.

Ne güzel bir benzetme. Sadece benzetmemi? Felsefenin işlevi? Ya ya. Hüseyin Yıldız Bey, “Bir zamanlar İlahiyat fakültelerinden felsefenin kalkmasını isteyenler oldu.” dedi. Allah’tan bu fikir itibar görmedi. İtibar görse ne olurdu sanki? Biz kazma kürekle yollarımızı açarız. Açarız değil mi? Allah Allah, az yukarıda çağdaş uygarlık seviyesinin üstüne çıkmaktan söz söylemeye kalkarken yolların açılmamasına nerden geldik.

Güzele, doğruya ve de tüm haklılara yolların açılması dileğiyle…

Sabahattin GENCAL,

Çekmeköy-İstanbul, 28.  06. 2025

 Not: Ahmet Gencal Bey bugün sanki bir foto muhabiri idi. Grubumuzun en genci ve pisikolojik denemeler ustası olmasına rağmen hiç konuşmadı. Eserlerinden de söz edilmedi. Bir ara Erdoğan Teke Bey, önceki yazının yorumunda "Bugün yarın Olsa" adlı öyküsünü okuduğunu yazmıştı. Yine, inşallah önümüzdeki günlerde yayınevine gidip Yalnız Adam romanını alacağını söyledi.  Bütün fotoğrafları Ahmet Gencal'ın çektiğini de söyleyelim: Fotoğraf da ayrı bir sanattır. Fotoğraf okumak da... Oku okuyabilirsen:


                   TOPLANTIYA GİDERKEN


TOPLANTIDAN DÖNERKEN



TOPLANTIYA GİREREKEN


 TOPLANTIDAN DÖNERKEN

                        


               

 

4 yorum:

  1. Sezon finali tatındanki kapanış buluşmamızda aramıza yeni katılan arkadaşlarımızla fikir masamız daha zengin daha verimli geçeceğine benziyor, günü

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnşallah.
      Hayırlı uzun ömürler dileğiyle saygılar ve sevgiler...

      Sil
  2. HOCAM ÇOK GÜZEL ÖZETLEDİ ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUZ. ÇEKİMLER VE İKRAMLAR İÇİN DE SİZLERE VE AHMET BEY'E DE ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUZ. BU VESİLE İLE TÜM ARKADAŞLARA SAĞLIKLI BİR TATİL DİLİYORUZ. KALIN SAĞLICAKLA. AHMET MUTLUOĞLU

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Ahmet Bey,

      Biz de çok teşekkür ederiz. Biz de sağlıklı günler ve mıtlu tatiller dileriz.
      Allah'a (cc) emanet olun. Selâm ve sevgiler.

      Sil