18.12.24

Sabahattin Gencal / Benliğimizi Bulmak İçin Örgütlenmemiz Gerekir mi?

 


Benliğimizi Bulmak İçin Örgütlenmemiz Gerekir mi?

 

Ben Yunus oldum, Mevlâna oldum.

Aristo oldum, Gazali oldum.

Nasıl anlatayım bilmiyorum

Bazen “sen” oldum, bazen “ben” oldum. 

                Sabahattin Gencal


    Bugün 6 0cak 1988 Çarşamba. Birkaç satır yazayım dedim ve yukarıdaki satırları yazdım. 

    Bazen ben oldum cümlesindeki bazen kelimesini yazmamayı isterdim. Gönül her zaman “ben” olmayı istiyor.

    Ben”lik kazanabilmek için kitapların yetmediğini tecrübe ettim. Arı gibi çalıştım. Her kitaptan alıntılar yaptım. Sonra düşündüm kendi kendime:

Yalnız çalışan arı olur mu? Bal yapan arılar bir kovanda olur. Organize olurlar. O halde eski yöntemimizle çalışmamız nafile.

    Bir kovana gitmemiz, girmemiz mümkün müdür?

Arılar dünyasını gözlersek bu sorumuza kolay kolay evet diyemeyeceğiz.

    Biz de bir kovanda örgütlensek mi?

    Kovan, arı…vb. kelimeler bir çağrışım yaptırdı bana. Nasıl ki her kovanda bir ana arı bulunuyor. Her örgütte de bir önder bulunur, bulunmalıdır…

    Dinsel örgütlerde bu ana arıya şeyh mi diyorlar?

    Bu benzetme üzerinde düşündüm ve şu fikri geliştirdim:

   Tarikatlar arasındaki fark kovanlar arasındaki farklardan ileri gelmektedir. Bir kovanda bu çiçeğin balı yapılır, bir kovanda da şu çiçeğin ya da ağacın balı… Her kovanda kendine özgü reyhalar var; ama sonuçta bal yapılıyor.

Her tarikatın kendine özgü yolları olması normal; ama bunun ötesindeki ayrılıklar düşündürücü oluyor. Belki de bunun için bir kovana giremiyorum. Tek arı da olmak istemiyorum.

    Benim gibi olanlar yok mu bu dünyada. Hep bir kovanda toplansak, aynı reyhada bal üretsek. Evet “ben”liğe kavuşmak için kitaplar yetmiyor. Birleşmemiz lâzım. Görevlerimizi ancak bu suretle daha iyi yapabiliriz. Ancak böyle benliğimize kavuşabiliriz.

 

Ben bende değil, sende de hem sen hem ben,

Ben hem benimim, sen de senin, sen de benim;

Bir öyle garip hale geldim ki;

Sen ben mi nesin: Bilmiyorum ben mi senim?

                            Mevlâna (Rübailer)

    


Önemli Not:

988’de benliğimiz bulmak için örgütlenme / beraberce çalışma çağrısı yapmıştım. Çeşitli nedenlerle çağrımız yankılanmadı.

O günden beri köprülerin altından çok sular geçti / geçiyor. Bugün “örgüt” kelimesi bile şimşekleri çekmektedir. Bunu bildiğim için Üsküdar’da denize nazır bir kafede üç beş yazı erbabı ile bir masa kurmayı düşünmüştüm. Keşke daha önce düşünebilseydim. Bu anda değil Üsküdar’a inmek evden dışarı bile çıkamıyorum. Ama bir gün ayaklanabilirsem...

Ve şimdi acaba diyorum. Acaba sanal olarak birkaç kişiyle fikir alışverişi yapmak mümkün mü diye düşünmüyor değilim. Ama sanal ortamların acemisi olduğumu da biliyorum. Sanal ortamlardan güzel kokuların gelmediğini de biliyorum. Buna rağmen diyorum ki, edebi benliğimizi geliştirebilecek, şimdilerdeki deyiş ile belirtelim vizyon yaratabileceğimiz arkadaşlar çıkabilir mi?

Sessiz, sakin, sabırlı, devamlı, güvenli, güvenilir, çalışkan, cesaretli, planlı, düşünmesini bilen, ufkunu gören, yazar olmayı umut eden, arkadaş gibi arkadaş olabilen, hayal kırıklığına düşmekten çekinmeyen, su i zan etmeyen, kararsızlığa ve kötümserliğe düşmeyen eli kalem tutan, insanı ve evreni de okumasını bilen arkadaşlarla sanal ortamda beraber çalışmak istiyorum. Sabahattin1943@hotmail.com                     

     Sevgi ve saygılarımla.

     Sabahattin Gencal, 

     Çekmeköy-İstanbul, 18.12.2024

    _______________________

Gencal Sabahattin, Kendimizi Görme Denemesi veya Bilimsel Dedikodu, Cinius Yay. 2018



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder