İnsan Olma
ve
İnsan Olarak Kalma
Hakkı
“Acı duyabiliyorsan
canlısın; başkalarının acısını duyabiliyorsan insansın” demiş ya Lev
Tolstoy, biz de SAGEN YAZARLAR GRUBU olarak “İnsan Olma
ve İnsan Olarak Kalma Hakkı” üzerine ‘Kolektif’ yani ortaklaşa bir çalışma
başlattık. Aslında grubun kesişim kümesi, ortak paydası ve dahi isim babası
olan Sabahattin GENCAL Hocamız başlattı; bizler de peşinden gittik, iyi ettik
inşallah…
Kitabın Serüvenini zaten önceki fasılda bizâtihi Sabahattin
Hocamızın kaleminden ve kelâmından takip etmişsinizdir. Biz de sözün önü
bâbında kitaba isim olan başlığı şerh etmek isteriz: Arapça ‘ins’ (tekil kişi)
kökünden gelen insan, beşer topluluğu bağlamında ve insanlık yani insan olma
edimi bağlantısında bir sözcük. Dolayısıyla ‘insan olma’ bir olgunluk ve
pişmişlik/yetişmişlik hâli bildiriyor. ‘İnsan kalma’ ise yaşama olgunluğunu
sürdürülebilir kılma olsa gerek. İnsanlığa erişenin tekraren ins hâline
düşmemesi yani.
‘Hak’ ise gerçek demek, hatta sâbit gerçek. Hakkın çoğulu olan
‘hukuk’ da insan haklarını, insanî gerçekleri çağrıştırıyor. Haktan doğan
hakikat da gerçeklik, doğruluk sâbitliği mânâlarında. Kuran’da yüzlerce kez
geçer. En meşhurlarından olan Asr 3‘te
hakk hususunda tavsiyeleşmek ve direnç göstermek öne çıkarılır.
52 âyetten ibaret Hakka Sûresi o gerçekliği “Sicili sağ eline tutuşturulan der ki: Alın,
okuyun karnemi! Zaten hesabımla yüzleşeceğim biliyordum” ile “Sicili
sol eline tutuşturulana gelince; Eyvah! Keşke gösterilmeseydi, der”
sarkacında aktarır. Sanki buradaki gerçeklik de insan olma ve insan olarak
kalma ile insanlıktan çıkma, insan olarak kalamama durumlarının ikisini biden
imliyor.
Yine Kutsal Kitap’ta yüzden fazla kez geçen ‘insan’ kelimesi
aynı zamanda 31 âyetlik bir sûre ve “Anılmaya
değer bir şey değilken insanın üzerinden çok uzun bir süre geçti”ğinin
hatırlatıcısı. Sonrasında da yaratılma gerekçesi ve duyumsayan, gözlemleyebilen
bir varlık olarak aydınlanma yolundaki edimlerinin nasıl ödüllendirileceği
betimlenir.
Ve biz de hâlâ, işte o ‘sonrası’ndayız; edimlerimizi insan
olma ve insan kalma hakkı üzerine inşa etme eğilimindeyiz. En azından bu kitap
içindeki beyanlar o merâmın bir hüsn-ü niyet izhârı hükmünde. Mevlâ, mânâsını
ve muhtevâsını sicilimize kaydeyleye…
Dr.
Süleyman PEKİN
Eğitimci, tarihçi yazar ve şair; sendikacı ve dış politika analisti.
https://sabahatti.blogspot.com/2023/09/dr-suleyman-pekin.html
Sayın Hocam, Yazınızda belirttiğiniz gibi: "İnsan olma" bir olgunluk ve pişmişlik /yetişmişlik hâli bildiriyor. "insan Kalma " ise yaşama olgunluğunu sürdürülebilir kılma olsa gerek." deyişinize içtenlikle katılıyorum.
YanıtlaSilYüzyıllar öncesinden; Bizden ya da dünyanın diğer ülkelerinden bilgelerin, ozanların, düşünür ve sanatçıların dile getirdikleri İNSAN' la ilgili görüşler, günümüzde de değerini kaybetmemiş, güncelliğini korumuş.
Halâ savaşların, çıkar ilişkilerinin, haksızlıkların sürdüğü bir dünyada, İNSANLIK adına yanlış uygulamalar, güç savaşları devam ediyor.
Seyirciler ve alkışlayanlar olduğu sürece , olumlu gelişme ve değişimler belki imkânsız değil ama, çok zor görünüyor.