KEŞFİMİ
TEST EDİNİZ
Bugün
önemli bir şey keşfettim. Bu keşfimin üzerinde başta devlet ve hükümet
yetkilileri olmak üzere tüm aydınların durmasını isterim. Daha açık deyişle
keşfimin test edilmesini ve eğer doğruysa vakit geçirilmeksizin gereğinin
yapılmasını dilerim.
Bugün
yani 12. 11. 2025 Çarşamba günü, Ümraniye Devlet Hastanesine gitmek için
Çekmeköy’den 0625’te belediye otobüsüne bindim. Uzun zaman sonra otobüse
biniyordum. Belki de bunun için dört gözle bakındım sağa sola. En çok da
insanların yüzlerine.
Bu
yüzler, benim daha önceden gördüğüm yüzlere benzemiyor. Aklımda meşhur duygu
çarkı dönmeye başladı. 8 ana duygu ve onların karışımından bin bir ara duygular…
İnsanların yüzlerindeki duyguları oku okuyabilirsen dedim kendi kendime. Okuyamayınca
oğlum Ahmet’e, ne gördüğünü sordum. Tek ifadeyle “beslenme yetersizliği” dedi.
Biz, Allah rızası için “çocuklarımıza okullarda bir öğün yemek” sözlerini çok
dinlemiştik. Demek büyükler de…
Hastanede
işimiz fazla uzun sürmedi. Oradaki gözlemleri yazmaya gerek yok. Zaten ismi
üzerinde hastane.
Ümraniye’de
birkaç sene önce kredi almış olduğum bankaya gittik. Kimsecikler yok.
Lokantaya
gittik. Fiyatları zaten biliyorsunuz. Eski kalabalık, eski neşe yok.
Metroya
bindik. Merdivenleri de asansörü de kullandık. Yürüdük de. Yani epeyce gözlem
yapma fırsatım oldu. Çok değişik kesimlerden insanlar. Eskiden kitap okuyanlar
az olsa da telefonlarına bakanlar epeyce olurdu. Birkaç genç dışında okuyan
yok. Hepsi içlerinden konuşuyorlar sanki.
Tam
karşımdaki ekranda daha çok reklam gösterileri var. Bir ekrana bakıyorum bir de
insanlara birbirlerinden çok farklı. Yasakçı değilim ama insanlara
çaresizliklerini hatırlatan bu reklamlara da bir çeki düzen vermeli.
Çekmeköy’de
metrodan indik. Şimdi minibüste gözlem yapıyorum. Buradakilerin yüzleri
otobüstekilerin yüzlerinden farklı. Aa! Derken elbiselerinin de farklı olduğunu
görüyorum. Hemen filmi geriye sarıyor ve sabahtan beri gördüklerimi bir kere
daha gözden geçiriyorum. Otobüsümüz villa önlerinden de geçmişti, site
önlerinden de apartman önlerinden de… her bir durakta binen de oldu inen de…Evet,
tam da keşfettiğim gibi insanların yüzleriyle elbiseleri aynı. Yüzler taze,
elbiseler yeni. Yüzler elbiselerle beraber soluyor gibi.
Bu
hayra alamet değil bence. Önce şöyle düşündüm: Sağlık Bakanlığı birkaç
doktorunu halkın içine salsın. Doktorlar durumu rapor etsin.
Sonra,
Sağlık Bakanlığının görevlendireceği doktorlar yetmez Aile Bakanlığı da
sosyologları görevlendirse iyi olur, dedim. Derken bu işin hükümetin bütün
Bakanlarını ilgilendirdiğin karar verdim.
Sabahleyin
moralim çok bozulmuştu. Ahmet’e sordum bilet kaç lira? 35 liraymış. Bir de
dönüşü var. Ahmet, bazıları iki vasıtayla gidiyor dedi. Ne yapmalı? Hazine ve
Maliye Bakanlığı hesabı kuvvetli birkaç kişiyi görevlendirse de bu canım
insanların harcamalarını hesap ettirse iyi olmaz mıydı? TÜİK verilerine göre
hesaplama büyük bir kandırmacadır. Hele istatistik verileri öne sürmek. Diyelim
ki X ayda 7 kilo et yiyor. Y 1 kilo 800 gram. Z’de 200 gram. Peki, ortalama 3 kilo…
Bu
arada görsel ve yazılı medyaya da sesleniyorum: Lütfen topluma doğru dürüst
ayna tutun. Gerçekleri eğip bükmeden olduğu gibi aksettirin. Oturumlarda,
panellerde görüş bildiren ve kendilerini “allemi cihan” sananlara da bir çift
sözüm var: Lütfen bazılarının tuzağına düşmeyiniz. Halkın gerçek gündemine
öncelik veriniz. Bazılarının dümen
suyuna kapılmış olanlara sözüm yok. Allah (CC) ıslah etsin. Başka ne diyeyim?
Keşfim
için “Günaydın ancak şimdi mi keşfedebildin?” diyenler olursa şaşırmam.
Tanıyanların bildiği üzere Pandemiden beri toplum içine çıkamıyorum. İçeride
sanal alemle oyalanmak durumunda kalıyorum.
Oyalanma
ve gecikme çok pahalıya patlayabilir bize. Aman dikkatli olalım.
Aman
çok dikkatli olalım.
Sabahattin
Gencal, Çekmeköy-İstanbul, 12.11.2025

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder