Ben Sabahattin Gencal
İstanbul’un Çekmeköy’ündeki
ikametgâhımdayım.
Bugün Perşembe. Saat: 16.24
Klavye başındayım...
Buraya bir MİM koyarak devam edelim.
Bir yazıya böyle başlanır mıymış?
Niye başlanmazmış ki... Bal gibi
başlanır. Hatta herkesin de böyle başlaması gerekir.
Niçinini öğrenek için biraz geriye
gidelim:
Yıl 2017, Çekmeköy'deki dairemi almak
için Kocaeli Başiskelesi’nde olan dairemi ve bir arsamı satmak zorunda kaldım.
Birini satarken bir şey sormadılar. Diğerini satarken rapor istediler. (Evi
satarken mi, arsayı satarken mi unuttum)
İşlemlerimi tamamlayabilmek için
mecburen doktordan akıl raporu aldık. Ondan sonra zaman zaman “Bende kapı gibi
rapor var, sizde var mı?” diye sormuşluğum olmuştur.
Rapor alırken başlangıçta yazdığım
soruları sordular. Haa, dedim, demek ki akıllı olma kriterleri bunlar.
Yazı yazmadan önce kendimi yoklarım. Kendi
kendime rapor verdikten sonra yazmaya başlarım. Tabii, bazen unuttuğum olur.
Örneğin birkaç gün önce yani hukukun resmen katledildiği gün bir yazı
yazdığımda rapor almadığımdan olacak, bence çok hafif olmasına rağmen
başkalarına birazcık ağır gelen bir yazı yazmış bulundum.
Bu yazımı okuma fırsatı bulan olmadı
herhalde. Yayınlanır yayınlanmaz yazı kaldırıldı. “Bu gönderi spam ile ilgili
Topluluk Standartlarımızı ihlal ediyor.” Sağ olsunlar, “Hata yaptığımızı
düşünüyorsan kararımıza katılmadığını bildirebilirsin.” diye de eklemişler.
Estağfurullah. Bütün hata bizde. Neymiş,
Sabahattin Gencal böyle bir anda suskun kalmamalıymış. Sen kimsin be...
Söz aramızda ben hiç kimsenin
etlisine sütlüsüne karışmam. Biraz da çekingenim. Azıcık da korkak. Onun için
sözünü ettiğim yazıyı sözde çok hafif yazmışım. Hatta başlık “Alışkanlıklar”dı.
Yani doğrudan olayla ilgili değildi. Hukuk ihlallerini alışkanlık haline
getirilmesinden yakındıydım. Yazıya birkaç payanda alıntı da ekledim. Biri, bir Akademik dergiden aldığım, “Din Eğitiminde
Alışkanlık Bilinci” başlıklı yazıdan iki paragraf. Biri de halen bir partinin
başkanı olan akademisyenin (bir Prof’un) konuşmasından bir alıntı... Neyse
sağlık olsun diyoruz.
Haa, bir de uyarı gibi bir not
eklediler:
“Yönetici ihlalleri
Bir gruptaki içerikler Topluluk
Standartlarımızı ihlal ediyorsa grubu kaldırırız. Ancak, yöneticiler kurallara
uymayan gönderiler oluşturursa veya onaylarsa, bu daha ciddi bir ihlal kabul
edilir ve gruba kısıtlamalar uygulanabilir.”
Ben karıncayı bile incitmemeye karar
vermiş biri olarak çok çok dikkatli olacağıma, hiç kimsenin keyfine
dokunmayacağıma, “gözlerimi kapatacağıma”, “vazifemi yapacağıma” söz veririm. Essahtan
diyorum ha... Yazımda kinaye minaye yok.
Aslında böyle bir yazı da yazmamam
gerekirdi biliyorum; ancak bir yönetici olarak uyarmam gerekir, diye düşündüm.
Gerçi bu sayfada yazı yazmak isteyen
olmuyor. Ama aklına yazı yazmak düşen olursa faka basmasın diye hatırlatmam
farzdı benim için.
Ben vazifemi yaptım. Gerisin siz
düşünün....
Sabahattin Gencal, 17.13
Merhabalar Sabahattin Hocam.
YanıtlaSilSöz konusu yazınız birileri tarafından Blogger'e blog sayfalarımızda yer alan "Kötüye Kullanım Bildir" eklentisi üzerinden şikayet edildiği için mi kaldırıldı? Eğer böyle kaldırıldıysa; biz de bir sayfayı müstehcen yayınlarından dolayı defalarca şikayet etmemize rağmen, neden o blog sayfasının ilgili yayınlarını kaldırmadılar? Çok garip doğrusu. Aynı zamanda da üzüldüm doğrusu.
Selam ve saygılarımla birlikte Allah'a emanet olun. Sağlıklı, hayırlı ve huzurlu günler dilerim.
Merhaba Recep Bey kardeşim,
SilSöz konusu yazımızın kaldırılma nedeni: "Toplum standartlarına uymama." En çok da bu ifadeye üzüldüm. Sizle sağ olun, 13 yıldır takip ediyorsunuz beni; onun için gayet iyi bilirsiniz ki toplum standartlarına en çok uyan kişilerden biriyim. Ne olursa olsun, "hayırlısı olsun" deyip geçiyoruz.
Hayırlı günler dileğiyle selâm ve sevgiler...