İSLAM DİNİNDE KUL HAKKI
-II-
Kul Hakkı İle İlgili Ayetler ve Hadisler . (Ayetlerin meali ve tefsiri)
(Kul
Hakkı ile ilgili bazı ayetler: Bakara
Suresi 83,177,188,215,220., Nisa Suresinin 2,3,6,8,10,36,127., En’am Suresinin
153, İsra Suresinin 34, Kehf Suresinin 82,, Fecr Suresinin 17., Beled Suresinin 14., Duha Suresinin 9. )
1-Duha Suresi 93/9. Ayet; (Yetimler ile ilgili)
O
halde sakın yetimi ezme !
Tefsiri (açıklaması) Cahiliye döneminde
başlıca sosyal ve ahlaki problemlerden biri de yetimlerin ve yoksulların durumu
idi. Onların hakları gözetilmez, malları ellerinden alınır, kendilerine
zulmedilirdi. Buna gör Duha suresinin 9-10. Ayetlerin ana hedefi Resulullah’ın
şahsında bütünüyle toplumun dikkatini bu iki temel ahlaki ve sosyal problem
üzerine çekmek ve bunları çözüme kavuşturmaktı. Bunun yanında daha özel olarak
Resulullah’a mazhar olduğu anılan ihsanlar karşısında şükür mahiyetinde bazı
görevleri hatırlatılmaktadır.6
2- Fecr Suresi 89/17. Ayet; Meali
" Hayır, hayır! Doğrusu siz
yetime ikram etmiyorsunuz. "
Kendileri Allah’tan ikram beklerken, en çok
ikrama muhtaç olan yetimleri görmezden gelir, onlara ikram etmezler. Onlara
değer verip, ellerinden tutarak hallerini düzeltmeye çalışmazlar. Halbuki
yetimlere alaka gösterip onları koruyup kollamak, Allah katında çok makbul bir
ameldir7…
3-
Nisa Suresi 4/10. Ayet; Meali
"
Yetimlerin mallarını haksız olarak yiyenler şüphesiz karınlarına ancak ateş
dolduruyorlar. Zaten onlar alevlenmiş ateşe gireceklerdir. "8
Âyetlerde kalbe ve duygulara hitap eden bir ifade
kullanılır. Bu işlerde söz sahibi kişiler, velîler ve vâsîler, kendilerini
vefat eden kişinin, yetimlerini de kendi evlatları yerine koyup öyle düşünmeli,
buna göre hareket etmelidirler. Kendi çocuklarına kıyasla yetim haklarına
dikkat ve riayet göstermelidirler. Şayet böyle yapmayacak ve onların mallarını
haksız olarak yiyecek olurlarsa, şunu bilsinler ki yedikleri ancak ateştir.
Karınlarını ateşle doldurmaktadırlar. Âhiret gününde bu hareketlerinin
karşılığını alevli bir ateşte ceza görmek suretiyle çekeceklerdir.
Peygamber
efendimiz Hadis-i şerifinde şöyle buyurmuştur;
"
Kim ki yetimin hakkını yer ise ahirette o kişi iflas eder. "
Bir
diğer hadis- şerifte de kul hakkı yemenin vebali için şu şekilde bahsedilmiştir;
"
Kim birinin hakkını yediyse ahirette zor duruma düşmemek için o kişinin gönlünü
alın, helalleşin. Borcu olan bir kişi cennete giremez. "
Yüce dinimiz İslam, din, dil, ırk ve cinsiyet ayrımı gözetmeksizin bütün
insanların haklarını kutsal ve dokunulmaz kabul eder. Her alanda ve her şartta
adaletli olmayı, hakkı üstün tutmayı, helal-haram hassasiyeti gözetmeyi
emreder. Kul ve kamu hakkına riayet etmeyi, haksızlığın ve zulmün karşısında
yer almayı öğütler.
(Diyanet
İşleri Başkanlığının bu konuyu işlediği bir hutbesini aşağıda bulacaksınız.)
Devamı Yarın
_____________________
(6) Diyanet
İşleri BŞK. Kur’an Yolu Tefsiri Cilt 5 S
639-640
(7) Ku’an ve Meali kuranvemeali.com.
(8) Diyanet İşleri BŞK. Kur’an Yolu Tefsiri Cilt?
Cuma Hutbesi : “ Kul ve Kamu Hakkı “, 14 Ekim 2022
Cuma
https://www.diyanet.gov.tr/tr-tr/Kurumsal/Detay/33880/cuma-hutbesi-kul-ve-kamu-hakki
Değerli Müminler !
Hayatımızın tamamını kuşatan sorumlulukların başında kul hakkı gelir. Kul
hakkına riayet etmek, Cenâb-ı Hakk’a olan imanımızın gereğidir.
Müslüman, kul hakkı konusunda son derece hassastır. İnsanların canına kast etmenin,
namusuna, şeref ve haysiyetine dil uzatmanın kul hakkı ihlali olduğunun
bilincindedir.
Müslüman, gerek gerçek hayatta gerekse dijital mecralarda gıybet etmez, laf
taşımaz, dedikodu yapmaz, yalan söylemez, iftira atmaz. İnsan onurunu rencide
edecek, yuvalar yıkacak her türlü söz ve davranıştan sakınır. Hakkında kesin
bilgiye sahip olmadığı konularda konuşmaz.
Hak duyarlılığı Müslüman’ın en temel özelliğidir. O, ana-baba hakkını
gözetir. Eşine ve çocuklarına iyilikle muamele eder. Akraba ve komşularının
hukukuna riayet eder.
Saygıdeğer Müslümanlar!
Allah Resûlü (s.a.s) bir hadislerinde şöyle buyuruyor: مَنْ غَشَّنَا
فَلَيْسَ مِنَّا “Bizi aldatan, bizden değildir!”[1] Peygamberimizi örnek alan bir mümin,
ticaretini aldatma üzerine kurmaz. Alırken de satarken de dürüst davranır.
Ölçüyü ve tartıyı eksik yapmaz. Fırsatçılık yaparak kazancına haram
bulaştırmaz. O, ne bir başkasının malına göz diker, ne de insanları aldatarak
mallarını gasp eder.
Müslüman, daima hakkı ayakta tutar. O, işçinin hakkını gözetir; ücretini
alın teri kurumadan öder. O, işinin de hakkını verir; aldığı ücretin helal
olması için var gücüyle gayret gösterir. Rızkını temin ettiği yere asla zarar
vermez.
Değerli Müminler!
Kul hakkının toplumun bütün kesimlerini ilgilendirdiği alan ise kamu
hakkıdır. Kamu hakkı, sadece hayatta olanların değil, henüz dünyaya gelmemiş
çocuklarımızın, tüyü bitmemiş yetimlerin, muhtaç, garip ve kimsesizlerin de
hakkıdır.
Kamu hakkını ihlal etmek, çok büyük bir vebaldir. Yüce Rabbimiz Kur’an-ı
Kerim’de şöyle buyurmaktadır: وَمَنْ يَغْلُلْ يَأْتِ بِمَا غَلَّ يَوْمَ
الْقِيٰمَةِۚ “Kim devlet malına hıyanet ederse, kıyamet günü, hainlik
ettiği şeyin günahı boynuna asılı olarak gelir.”[2] Müslüman, her alanda kamu hakkına
riayet eder. Rüşvet, stokçuluk ve karaborsacılıktan uzak durur. Müslüman, kamu
hizmetini sorumluluğu ağır bir emanet olarak görür. O, işine özen gösterir,
devlet malını gözü gibi korur, asla israf etmez ve devlet malını gasp etmez.
Hizmet sunduğu insanlara karşı anlayışlı ve sabırlı davranır. Kendisine
yapılmasını istemediği bir şeyi başkasına asla yapmaz.
Kıymetli Müslümanlar!
Peygamber Efendimiz (s.a.s) bir hadislerinde bizleri şöyle uyarıyor: “Kimse
hakkı olmayan bir karış toprağı bile almasın! Eğer alırsa, kıyamet gününde
Allah yedi kat yeri onun boynuna dolar.”[3] O halde hiçbir ayrıcalığın olmadığı,
haklı ve haksızın mutlaka ortaya çıkarılacağı, herkese hakkının tam olarak
ödeneceği mahşer gününde mahcup olmamak için kul ve kamu hakkını ihlal etmekten
şiddetle sakınalım. Herhangi bir hak ihlalinde bulunmuşsak hak sahipleriyle
mutlaka helalleşelim. Unutmayalım ki, kul ve kamu haklarını ihlal edenleri, hak
sahipleri bağışlamadıkça Allah Teâlâ da bağışlamayacaktır.
Hutbemi bir ayet-i kerime ile bitiriyorum: “Öyle bir günden sakının
ki, o gün hepiniz Allah’a döndürüleceksiniz. Sonra herkese kazandığı amellerin
karşılığı tastamam verilecek ve onlara asla haksızlık yapılmayacaktır.”[4]
_________________________
[1] Müslim,
Îmân, 164.
[2] Âl-i
İmrân, 3/161.
[3] Müslim,
Müsâkât, 141.
[4] Bakara,
2/281.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder